Sıfır araç alıp sonra sıfır tam onda beş olarak satmaya kalkan ve böylece araç piyasasını bozanlarla ilgili olarak Rekabet Kurumunun yapacağı denetimlerle yetinmeyeceklerini ve ayrıca yasaklar getireceklerini açıklamış.

Buna göre sıfır araç alan şirketler, rent a car işletmecileri ve galericiler altı ay geçmeden ve araç altı bin kilometreyi doldurmadan ellerindeki aracı satamayacaklarmış. 

Yani bir otomobil yetkili bayiinden başkalarına satmak için sıfır araç almayı yasaklamaya çalışıyorlarmış.

Ama bunu öyle kafalarına göre yapmayacaklarmış. Bunun için Yönetmelik taslağı hazırlamışlar. 

Serbest piyasaya Yönetmelikle müdahale edilebileceğini düşünen bir Ticaret Bakanımız olduğu için sanırız çok mutluyuzdur. 

Mesela üç aylık ve henüz bin kilometredeki aracını satmak için alıcıyla birlikte notere giden satıcıya noter “bu işlemi yapamazsınız zira …” diyecekmiş…

Zira’dan sonrasını herkes kendisi doldurabilir. Ama noterin nasıl dolduracağını da doğrusu hepimiz merak ediyoruz. 

Yapabilirlerse muhtemelen Türkiye Noterler Birliği’ni ve Birliğin işlettiği elektronik noterlik sistemini bu yasağı fiilen dayatmak amacıyla alet edecekler. 

“Yapabilirlerse” diyoruz zira TNB’nin bu hukuksuzluğa alet olmayı reddedip etmeyeceğini ve edemeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. 

Noterler devlet memuru değildir. Hele iktidarın memurları hiç değildir. Noterler doğrudan kanuna göre iş görürler veya görmeliler. Bir bakanlığın bir Yönetmelikle noterlere şunu yasaklayıp bunu serbest bırakması “hukuk devletinde” mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti ise bu iş Türkiye’de de mümkün olmamalıdır. Zira Anayasal bir hak olan mülkiyet hakkının ancak kanunla ve ancak özüne dokunulmadan sınırlanabileceği açıktır. 

Bu demektir ki iktidar bu konuda gerçekten bir adım atmayı istiyorsa Meclisteki çoğunluğunu da kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni toplamalı ve bu ve benzeri bütün ihtiyaçların çözümü için uzun müzakereler yapıp kanun çıkarmalıdır.

Önüne gelenin verdiği yarım akla uyan bir yürütmeyi dizginleyip Anayasaya ve kanunlara uydurmanın yolu budur. 

Tek adam rejiminin bizi getirdiği bu nokta bilhassa hürriyetler açısından gerçekten utanç verici.