Önce, İşçi Sınıfı’nın emek mücadelesinin en yoğun yaşandığı ülkelerden birinden gelen haberin özeti:
Bir işçi eski işvereninden alacağı hakkında dâvâ açmadan önce, -iki yıl önce yürürlüğe giren kanun gereği- zorunlu arabulucu atanması için adliyeye başvuruyor.
Mevcut listeden rastgele usûlüyle bir arabulucu atanıyor.
Arabulucu, başka bir araştırma yapması gerekmediği için işçinin talebi doğrultusunda işverene “müzakereye dâvet mektubu” gönderiyor.
İş veren müzakereye gelse ve anlaşsalar bir şey olmayacak. Dâvâya gerek kalmayacak.
İş veren gelse ve anlaşamasalar yine bir şey olmayacak. İş veren dâvete cevap vermese yine bir şey olmayacak. Çünkü bu iki halde bu işçi arabulucu uygulamasından önce ne oluyorsa onu yapacak; dâvâ açacak ve sonucunda ya haklı çıkacak ya da haksız çıkacak.
Ama bunlar olmuyor.
İş veren arabulucuya bir ihtarname gönderiyor.
İş veren önce “ben haklıyım borçlu değilim, bu işçi zaten benim değil, bana hizmet veren alt iş verenin işçisiymiş dâvâyı da ona açması lâzımdı” diyor.
Ama bir şey daha diyor. “Sen arabulucu olarak bana dâvetiye göndermekle suç işledin, benim ‘millî sanayi’ üreten şirketimi hedef seçtin, suçlusun, şikâyet edeceğim”.
Ve şikâyet ediyor.
Ve “güçlü devlet” mekanizmamız harekete geçiyor.
Adalet Bakanlığı görevlisi arabulucuyu arayıp azarlıyor ve idarî soruşturma açıyor.
Emniyet Müdürü arayıp haddini bildiriyor. Savcı çağırıp sorguluyor. Ceza dâvâsı açıyor. Mahkeme çağırıp yargılıyor.
Şimdi ne olacak?
Ceza alacak. Almalı. Mutlaka. Zira sistemimizi ve geleneklerimizi hafife alana haddini bildirmek lâzım.
Biz ki üzerinde güneş batmayan yedi yüz yıllık Britanya Krallığı’yız.
Kralımıza ve onun ailesine ve onun imtiyaz bahşettiği sülâlelere yapılacak hiçbir hata affedilmemeli.
Biz “devletimizin itibarı”yla eşit olan o itibarı filmlerle, dizilerle destekleyip güçlendirmeye çalışırken, birilerinin bilerek ya da bilmeyerek bu itibara zarar vermesini asla kabul edemeyiz.
Hele York Dükü’nün itibarını yerlere düşürürsek bir daha kaldıramayız.
Birilerinin dilinden düşürmediği Cumhuriyet de neymiş! Kraliyet çok yaşa…