"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İktisadın ekonomisi

Ahmet BATTAL
10 Ekim 2020, Cumartesi
Dört gündür emek ve sermaye transferi meselesini yazıyoruz. Bazı değerlendirmeler ve talepler geldi.

Açıklayalım:

1. İşçilerin haklarının ve sosyal statülerinin iyileştirilmesi hususunda dinin emri var. İdeali tesbit ederken maziye değil istikbale ve Allah’ın rızasına bakmak lâzım. Kur’ân’ın hedefi belli ve Asr-ı Saadette bu hedefe gitmek maksadıyla yapılan uygulamaları geliştirmek bu çağın dindarlarının borcu.

Bu konuda patronun işçisiyle empati yapması şart. Zekât emri işin sadece bir ayağı. İşçiyi üretim araçlarına ortak etmenin yolu mutlaka bulunmalı.

2. Bankacılık sisteminde sabit faiz karşılığı ödünç uygulaması daima bir sömürüyü işaret ediyor. Sömüren ve semirdikçe semiren taraf belli.

Gerçekten zarar ettiği için batan bir bankanın olmaması bunun en iyi delili. Batan bankalar aslında sahiplerince batırılan bankalardır ve “hortumlama” deyimi boşuna değildir.

3. İslâmî bankacılık kurumları denilen katılım bankalarının kâr ve zarara ortaklık yoluyla para toplayıp para kullandırması mühim bir icat. Faiz alıp vermiyorlar.

Katılım bankasından kredi alıp bankayı işine ortak eden, bir ortak olarak bu işte bankaya hesap vereceğini biliyor. Katılım bankasına “bu parayı katılım hesabında işlet, sonuca, kâr ve zarara razıyım” diyerek para yatıran da bankanın işletmeciliğine güveniyor. Denetim yetkisi yok.

Bu durumda katılım bankasının sıkı surette denetlenmesi lâzım ki bilânçolara ve ekstrelere gerçek rakamlar yansıtılabilsin.

Nitekim batık İhlâs Finans örneğinden de iyi bildiğimiz üzere eğer iyi bir iç ve dış denetim sistemi kurulmazsa onlar da kural ihlâli yapabiliyor ve müşterilerine ve piyasaya beklenenden farklı bir zarar verebiliyorlar.

Aynı durum bireysel emeklilik sistemleri için de geçerli. Güven denetimi gerektirir. “Nerde bu devlet” dedirtmemek önemli.

4. Bankalı düzenin ana malzemesi olan ve aslında bir Yahudi icadı olan kâğıt paranın yerine gelecekte ne geçecek? Yeniden altın mı kripto para mı?

Paranın tahtını çöpe atacak denilen kripto para şimdilik muamma. Bilgisayarda üretilen bir şifrenin sahibi olduğunu iddia edenlerin, arkasına bir devlet gücünü almadan piyasa yapıcı ya da mal ve hizmetler için bedel ölçücü olabilmesi kolay değil. Ama olursa da şaşırmamak lâzım.

Bir de bu parada ipin ucunun bilgisayar uzmanlarının ve internet korsanlarının eline geçmesi meselesi var.

Hem bu parayı üretebilmek için de yine bir veri madenciliği tarlasına (aktif ve hızlı bilgisayarlara) ve bunun için de sermayeye ihtiyaç var. Fakir yine fakir kalacaksa zenginin servetini altın ya da kâğıt para yerine bitcoin ile ölçmesi devletleri zayıflatmak dışında hiçbir derde deva olmayacak ve büyük kitleler gog-magog (yecüc-mecüc) olmaya aday kalacak demektir.

5. Bütün bu konularda dünyanın iyi örneklerinden faydalanmak bir zaruret. Mesela Ecevit’e bir zamanlar “yeniden dünyaya gelsem yine siyasetçi ve başbakan olmak isterdim ama Türkiye gibi bir ülkede değil de İskandinav ülkelerinden birinde olmak isterdim” dedirten hakikat önemli.

Ama her bir sistemin bir felsefesi olduğu da unutulmamalı. Meselâ iktisat ile ekonomi aynı şey değildir. Bir ekonomist harcamayı teşvik eden bir ekonomi modeli geliştirebilir. Ama iktisatçı harcamayı ve tüketimi “teşvik” edemez. (Ediyorsa ne yaptığını bilmiyor demektir) Zira kavram olarak iktisat kavram olarak sarfa/israfa zıddır. 

Okunma Sayısı: 1608
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı