“Tam demokrasi için dinleşmiş ideolojilerin ve ideolojileşmiş dinlerin devletten ve Anayasadan dışlanması şart.”
Dinleşmiş ideolojileri dün çözümledik ve özetle gerçek Kemalist’ten hakikî demokrat olmayacağını, Kemalizm’le demokrasinin aynı Anayasada bir arada olamayacağını yazdık.
Bugün de ideolojileşmiş din meselesini anlatalım ve İslâmcılığın bir versiyonu olan Siyasal İslâmcılık ve demokrasi hakkında yazalım ki, işin hakkını verelim ve konu tamamlanmış olsun.
Bunun için de önce, bize göre “siyasal İslâmcılık” nedir sorusunu cevaplandıralım.
(Bu arada bir ön not: “Siyasal İslâm” tabiri bizce doğru değildir, en azından eksik bir terimdir. İslâm İslâm’dır ve bir tanedir. Ama “İslâmcılık” çeşitli versiyonları olan bir hayat tarzı ve bir idealistlik biçimidir. “İslâmcı”ları kabaca “siyasal İslâmcılar” ve “sivil İslâmcılar” olarak ikiye ayırabiliriz. “Siyasal İslâmcı”lar aynı zamanda “devletçi İslâmcı”lardır.)
Siyaset ya da bürokrasi üzerinden devleti ele geçirerek devlet eliyle dine hizmet etmek ya da devleti dine hizmetkâr etmek isteyenlerden “din için gerekiyor” diyerek de olsa dini kendi tekeline alan ve siyasetine alet edenler Siyasal İslâmcı’dır.
Sivil İslâmcılar ile siyasal İslâmcılar arasındaki fark şöyle açıklanabilir:
Sivil İslâmcılar siyasal İslâmcılara “bizim için siyaset din değildir, kardeşiz, din noktasında kardeşiz, ama siyaset açısından aynı kulvarda değiliz, dini siyasete alet etmenize din namına razı değiliz” derler.
Siyasal İslâmcılar ise sivil İslâmcılara “bizim için din siyasettir ve siyaset de dindir, siyaset noktasında kardeş değilsek din açısından da kardeş değilizdir” derler.
Onlar “hak geldi batıl zaâil oldu” âyetini, “biz iktidara gelince Hak iktidara gelmiş olacak, yani böylece siz ve bilhassa Bâtıl destekçileriniz zail olacak” şeklinde yorumlarlar.
Onlar “biz hayrı temsil ediyoruz, karşımızdaki herkes şer cephesindendir” diyerek siyaset yaparlar.
Yani özetle bu görüştekiler için din bir ideolojidir. Her ideoloji gibi dini de devlet eliyle yayılması ve hatta dayatılması gereken bir fikirler demeti olarak görürler.
Bu sebepledir ki siyasal İslâmcılar için demokrasi ancak iktidarı elde edinceye kadar kullanılması mümkün ve hatta gerekli olan basit bir araçtır.
Bu sebepledir ki gerçek bir siyasal İslâmcı hakikî bir demokrat değildir ve olamaz.
Bu sebepledir ki siyasal İslâmcının iktidarı demokrasiye katkı yapmaz. O ideolojileşmiş dini iktidar yapmaya ya da iktidarda tutmaya çalışır.
Bu ise hem dine ve kardeşlik hukukuna ve hem de müzakere kültürüne, muhalefet hakkına ve demokrasiye zarar verir.
İşte bu yüzden, siyasal İslâmcı ile demokrasi olmaz.