“İdare tarafından sanığın kamu görevinden çıkarıldığı nazara alındığında sanığın suç işlemiş olabileceği anlaşıldığından tutuklanmasına!”
“Sanığın tutuklu olduğu anlaşıldığından kamu görevinden çıkarma kararının isabetli olduğuna…”
Ya da “yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan”?
Derken… Bir AYM kararı:
*
Başvurucu… FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan başlatılan soruşturmalar kapsamında … tutuklanmıştır. … itirazları reddedilmiştir. Başvurucu bunun üzerine bireysel başvuruda bulunmuştur. Diğer taraftan Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamada başvurucu… beraatına karar verilmiştir. Bu kararların istinaf incelemesi bireysel başvuruların yapıldığı tarihte devam etmektedir.
Başvurucu, tutuklama tedbirinin hukukî olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edildiğini ileri sürmüştür.
Tutuklama tedbirinin ön şartı olan suçun işlendiğine dair kuvvetli belirti bulunup bulunmadığı hususu incelenmiştir. Başvurucuların tutuklanmasına karar verilirken, FETÖ/PDY ile irtibatlı olduklarına dair meslekten uzaklaştırma kararına, 15 Temmuz darbe teşebbüsü nedeniyle yaşanan olağanüstü durum sebebiyle devam eden bir tehdit bulunduğuna dayanılmıştır.
Darbe teşebbüsü sonrasında ilân edilen olağanüstü hâl döneminde alınan kamu görevinden veya meslekten çıkarma tedbirlerinin özellikleri ve bu tedbirlerin uygulanabilmesi için gerekli şartların niteliği dikkate alındığında başvurucular hakkında görevden uzaklaştırma ve/veya meslekten ihraç tedbirlerinin uygulanmasının -tek başına- suç işlediğine dair kuvvetli bir belirti olarak kabulü mümkün değildir…
Suç işlediğine dair kuvvetli belirtiler ortaya konulmadan başvurucular hakkında tutuklama tedbirinin uygulanmasının kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına ilişkin olarak … Anayasa’nın 19. maddesinde yer alan güvencelere aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
*
Kararın özeti şu:
Ey tutuklama hâkimleri,
Yüzlerce ve belki de binlerce kişiyi, tutuklama için yeterli delil mevcut değilken eksik delillerle ve tamamen faraziyelere dayalı olarak tutukladınız. Yanlış yaptınız. Şimdi onlar beraat edecekler. Görevlerine de dönecekler.
Tazminat alacaklar, ama yattıklarıyla kalacaklar.
Biz de AYM’ye soralım: Devletin bu haksız tutukluluklar sebebiyle ödeyeceği tazminat için hâkim ve savcılara rücu etmesinin önündeki engelleri de kaldıracak mısınız?
Yoksa yapanın yanına kâr mı kalacak?