"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ziyaret mekânları değişikliği demokrasisi

Ahmet BATTAL
10 Ağustos 2022, Çarşamba
Bazıları diyorlar ki: Eskiden yani bizim iktidarımızdan önce kaymakamlar veya valiler cemaat yurtlarını veya tarikat liderlerini açıktan ziyaret etmezlerdi, edemezlerdi. Şimdi böyle dertlerimiz yok. İktidarımız sürmeli ki bu tür dertlerimiz yine olmasın.

Biz de diyoruz ki: 

Saçma ve yanlış bir laiklik anlayışının da sonucu olarak devlet yetkililerinin organize dindarlara mesafeli olduğu o eski günlerin geride kalmış olmasına herkes sevinmeli. Zira bu neticede bir demokratik ilerleyiştir. 

Ama bunun, iktidarlardan da bağımsız gerçek ve kalıcı bir ilerleme olması için; iktidara destek veren ve vermeye devam etmesi muhtemel olan dindarlara devlet katlarında pozitif ayrımcılık yapılmasına gerek kalmayacak bir sosyal ortama geçilebilmesi lazım. 

Daha da basit ifadesiyle kaymakamlar ve valiler sadece iktidara rey vereceği varsayılan seçmenin sivil toplum yapılarını değil, iktidara oy vermesi pek mümkün görülmeyen grupları da muhatap almalı ve adam yerine koymalı ki gerçek laikliğin de hedeflediği eşitlik sağlanmış olsun.  

Bazıları diyorlar ki:

Son yirmi senede devlet bürokrasisi ve siyaset üzerindeki asker vesayeti bitirildi. Yüksek Askerî Şura kararlarını artık askerler değil siviller alıyor. Komuta kademesindeki terfileri askerî vesayet sahipleri değil sivil idareciler ve siyasetçiler belirliyor. Bu da demokrasi lehinde önemli bir gelişme ve iyileşmedir. 

Biz de diyoruz ki: 

YAŞ kararlarının sivil siyasetçiler tarafından alınabiliyor olması demokratikleşme adına sadece birinci adımdır. 

İkinci adım, sivil siyasetçinin terfi ettirdiği komuta kademesinin demokrat askerlerden oluşmasının sağlanabilmesidir.  

Bunun yolu askerî alanda neslin tümüyle yenilenmesi ve askerî eğitimlerde demokrasi dersinin birinci ders yapılabilmesidir. 

Bunun için ise her şeyden önce o dersleri planlayan siyasetçi ve bürokratın demokrat olması gerekir. 

AKP iktidarının bileşenlerinin ve bilhassa siyasi ve ideolojik iktidarın sahipleri durumundaki milliyetçilerin ve ulusalcıların demokrasiden anladığının ne olduğu konusunda aklı başında herkesin haklı ve ciddi şüpheleri var ve bu normal bir durum. 

Zira demokrasiye dair göstergelerde esaslı bir değişiklik yok.

2002 öncesinde YAŞ kararlarını alanlar çoğunlukla rütbeliydiler. Ve YAŞ sonrasında Anıtkabir’e gidip ruhun varlığına inanmayan bir kişinin “ruhaniyetinin huzurunda” bir “saygı duruşu”nda bulunmak bir gelenekti.

Şimdi YAŞ kararlarını alanların çoğu sivil ve siyasetçi. Bu kısım tamam.

Ama YAŞ kararlarını alanlar yine anı mekânda “saygı duyuş”unda bir araya geliyorlar. 

Oysa asıl değişmesi gereken bu. 

Zira hiçbir gerçek demokraside böyle bir mekân ve böyle bir ziyaret yok. Bizde var olması ise “Türk tipi demokrasi” gibi bir saçmalıkla izah edilebilecek kadar basit bir durum değil. 

Asıl değişmesi gereken, işte bu alandaki eski düzen. AKP yapabiliyorsa bunu yapsın da öyle gitsin ki şeref de ona ait olsun…

Okunma Sayısı: 1502
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rasim

    10.8.2022 14:19:11

    Yolun sonu görünüyor...

  • M. Selim

    10.8.2022 08:45:42

    AKP sempatizanları, yapılan güzel icraatları görmüyorsunuz diyemezler; çünkü yapılan doğru icraatları saymışsınız. Ancak eksik veya yanlış uygulamaların da tamamlanması veya düzeltilmesi gerektiğini çok güzel ifade etmişsiniz. Yüreğinize ve kaleminize sağlık ağabey.

  • S.topuz

    10.8.2022 06:33:24

    "O hadîsin ve Süfyan ve Mehdi hakkındaki hadîslerin ifade ettikleri mana budur ki: Âhirzamanda dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak: Birisi: Nifak perdesi altında, risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) inkâr edecek Süfyan namında müdhiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, şeriat-ı İslâmiyenin tahribine çalışacaktır. Ona karşı Âl-i Beyt-i Nebevînin silsile-i nuranîsine bağlanan, ehl-i velayet ve ehl-i kemalin başına geçecek Âl-i Beyt'ten Muhammed Mehdi isminde bir zât-ı nuranî, o Süfyan'ın şahs-ı manevîsi olan cereyan-ı münafıkaneyi öldürüp dağıtacaktır." Mektubat - 56

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı