Celal Yalçın Abiyi 1976 yılında üniversiteyi kazanınca Malatya’da tanıdım ve üniversite yılları sonrasında da görüşmelerimiz devam etti.
Tatlı dili, güler yüzüyle Mesnevî-i Nuriye’den yaptığı “İlem eyyühel aziz!” dersiyle Nur sohbetlerinde hep gördük, hep güzel hatıralarını dinledik.
Risale-i Nuru nasıl ibretli rüyalarla tanıdığını dinledik. Gençlik yıllarında tabi olmak için mürşit aradığını, bu ihlâslı arayış içinde kendisine Sözler’e tabi olmasının gerektiğinin rüyasında bildirildiğini, günlerce Sözler’i aradığını dinledik. En son Nur sohbetinde Sözler’i gördüğünü ve Nur dairesine girdiğini bize anlatırdı.
Vefatına kadar Risale-i Nur sohbetlerine istikamet içinde devam etmeye çalıştığını, ayrı şehirde olmamıza rağmen duyuyor ve biliyorduk.
12 Eylül 1980 askerî darbesi olduğunda Malatya Yeni Asya Bürosunu o işletiyordu. Sıkı yönetim tarafından bir kaç gün göz altına alındı, sonra bırakıldı. 12 Eylül’den sonra Malatya’da Yeni Asya misyonunda hizmete devam etti. Celal Abi temsilciler ve bölge toplantılarına yaşına ve sağlık problemlerine rağmen hep devam etti.
Bize bir defasında dershane kirasının ödenmesiyle ilgili bir hatırasını anlatmıştı. Peygamberimiz (asm) ‘Sadaka belâyı defeder, ömrü uzatır’ hadisinin tezahürü olarak anlatmak istiyorum. Kira ödemek için ev sahibine giderler. Ev sahibi hastadır, ona hayır ve sadâkayı anlatırlar. Ev sahibi kiranın bir kısmını sadaka olarak geri verir, sonraki gece ev sahibi rüyasında Azrail’i (as) görür. Rüya bu ya, Azrail’e (as) “Ben bugün Nur Talebelerine sadâka verdim, benim canımı alma, komşuda yatalak hasta var onun canını al” der.
Sabahleyin sâlâ verilir, meğer o gece yatalak hasta vefat etmiştir. Ve ev sahibi uzun zaman yaşar.
Celal Abi o yaşına rağmen hep bizleri telefonla arar halimizi hatırımızı sorardı. Bekir Berk Abiyle olan hatıralarını uzun uzun anlatırdı.
Malatya ulu çınarını, moral kaynağını, gizli kutbunu kaybetti.
Allah’ım Celal Abinin mekânını Cennet etsin. Allah’ım bizi Cennette buluştursun, ailesini sabır versin. Amin.