"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Televizyon hastalığı

Ahmet Cemil Çökren
09 Haziran 2019, Pazar 01:12
Son 40 yılın hastalığı, televizyon, oyun veya İnternet. Maalesef Türk insanın günde 4 - 5 saatini geçirdiği boş malayani şeyler.

Elimizde bir sihirli değnek olsa da şu hastalık yerine okuma saatlerine çevirebilsek. 

Televizyon izlediğimizde âdeta uyutuluyoruz, geçenlerde siyasî liderin bir haberi vardı, neredeyse beni ağlatacaktı. Âdeta bir tarafa sizi yavaş yavaş çekiyor. Algılarınızla oynuyor. Sonrada “bana bir şey olmaz ben aldanmam güzel kanallar, güzel programlar izliyorum” diyoruz. Daha sonra bir reklâm çıkıyor ve bakıyoruz ki odamızın içine kadar zındıka komitesi girmiş. “Aman, ne yapalım o kadar olur” diyoruz ve serüven başlıyor. Ülfet peyda ediyor. 

Geçen berbere gittim. Televizyonda haber saatinden sonra magazine geçmiş, dedim “kanalı değiştireyim”, berber izin vermedi. “Birazdan geçer” dedi. Maalesef bizim ahlâk değerlerimizle müthiş oynuyor. 

Çok mu gerekli televizyon?

Günümüzde televizyon sebebiyle tesettürsüzlüğün normalleştiği, faizin ya da kredinin sıradanlaştığını görmekteyiz. Hatta hiç çekinmeden çocukları banka reklâmlarında kullanıyorlar. Haramlar bile normalleşti. Cinsiyet eşitliği geldi (İstanbul Anlaşması 2011). Kadınlar erkekleştirildi, erkekler kadınlaştırıldı. Zındıka komitelerinin planları tıkır tıkır işliyor. 

Peki, yok mu bunun çaresi? 

Elbette böyle bir zaman olur da, Allah bir kurtarıcı göndermez mi? Asrın mitralyözü ve her yüz senede bir gelen müceddid ve son mehdi Risale-i Nur. Evet, Risale-i Nur öyle bir kurtarıcı ki her bir Risalesi yüzbinlerle insanın imanın kurtarıyor. Nasıl mı? Tabiî okuyarak. 

Bediüzzaman Hazretleri Asa-yı Musa’da Dördüncü meselede; “O büyük dâvâyı yüzde doksanına kazandıran ve yirmi senede yirmi bin adama o dâvânın kazancının vesikası ve senedi ve beratı olan iman-ı tahkikîyi eline veren ve Kur’ân-ı Hakîm’in mu’cize-i maneviyesindenneş’et edip çıkan ve bu zamanın birinci bir dâvâ vekili bulunan Risale-i Nur’dur.” diyor. 

Hülâsa, hemen şimdi televizyon izlemeyi (oyun, İnternet dâhil) bırakalım ve Risale-i Nur okumaya başlayalım. Zübeyir Gündüzalp’in bir sözüyle bitiriyorum, “Şimdi oku, kabirde okuyamazsın”. 

Not: Önceden televizyon yoktu, izlemesek ölmeyiz. Okuma alışkanlığı için günlük az hedefler koyun veya okuma planı için e-mail adresimden ulaşabilirsiniz. 

Okunma Sayısı: 1857
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı