"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diyanet TV Risale-i Nur ile hitap etmeli

Ali ATAÇ
15 Ocak 2019, Salı
Bediüzzaman Said Nursi ‘’Risale-i Nur mesleği odur ki, zihinlerde bir iz bırakmamak için, sair ulemaya muhalif olarak, muarızların şüphelerini zikir etmeden öyle bir cevap verir ki, daha vehim ve vesveseye yer kalmaz.’’1 diyor.

Özellikle dini konuları suistimal ve istismar edilmemesi için; daima iftrat ve tefritten azade hadd-ı esvat ihtiyar edilmelidir. Yani her zaman aşırı olmayan, normal olan yöntem seçilmelidir. Çünkü ’’İfrat gibi tefritte muzırdır, belki daha ziyade; fakat ifrat, tefrite sebep olduğundan daha kabahatlidir. Evet, ifrat ile müsamahanın kapısı açıldı’’2 Evet, bu tespit özellikle bu meselelerde çok önemlidir.

Diyanet camiamizin güzide âlim ve din adamlarına bir teklifimiz olacaktır. O da, ananevî olarak her zaman ve hep alışık olduğumuz ve Anadolu’muza has ‘’Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in (asm) hitabıyla işe başlayarak, zaman içerisinde özellikle bir kesim tarafından çokça kullanılan  ve dindeki hoş görünün kötüye kullanıldığı ve adeta erinircesine ‘’Peygamberimiz Hazreti Muhammed (asm)’’ veya ‘’Peygamber Efendimiz (asm.)’’ hitapları yerine, yalnız ‘’Efendimiz (asm)’’  olarak telaffuzu, ile eksik ve yanlış hitab edilmesidir. İşte bizim istediğimiz Diyanet Tv tarafından bu yanlışın düzeltilip kamuoyumuzun bilgilendirmesidir. Çünkü kısa bir zaman içerisinde dilimize ve dinî inanç ve geleneklerimize bulaşan birçok âlim ve bilim ve din adamı tarafından bile telaffuz edilen bu hitap tarzının sakıncalarının belirtilmesidir.  İşte Diyanet Tv den bu anlayışın kamuoyu ile yeni baştan paylaşılmasını bekliyoruz.

Bir de şu’’ İslâm’’ kelimesi telaffuzu da sanki slogan çağrıştırıyor. Bu kelimenin de yerine de ya ‘’İslâmiyet’’kelimesi, ya da yerine göre ‘‘İslâm dini’’ deyimi kullanılabilir ve telaffuz edilebilir. Bu sanki insana daha çok kucaklayıcı ve kuşatıcı gelebiliyor.

 Bediüzzaman Said Nursi’nin talebelerinden merhum Zübeyir Gündüzalp, Konferans isimli eserinde ‘’Asrımızdan evvelki İslâmiyet’in ilmi kelâm dâhileri ve dinimizin harika imamları ve Kur’ân-ı Hakîm’in dâhi müfessirlerinin vücuda getirdikleri eserler kıymet takdiri olmayacak derecede kıymettardır. O zatlar İslâmiyet’in birer güneşidirler. Fakat bu zaman, o büyük zatların yaşadığı zaman gibi değildir’’diyor 3. Evet, bu tesbit de doğru ve işin gerçeği de öyledir.

İşte Risale-i Nur, bu câmi’ ve külli ve yüksek marifet caddesini tefsir edip, bin seneden beri Kur’ân aleyhine ve İslâmiyet ve insaniyet zararına ve âdem âlemleri hesabına tahribatçı küllİ cereyanlara karşı Kur’ân ve iman namına mukabele ediyor. Elbette hadsiz tahşidâta ihtiyaç vardır ki, o hadsiz düşmanlara karşı dayanıp, ehl-i imanın imanını muhafazasına Kur’ân nuruyla vesile olsun’’4.

Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın eli altında dünyanın mühim ve en büyük bir hazinesi bulunuyor. O hazine ise, Risale-i Nur’un hazır programıdır. Bu programla Diyanet İşleri Başkanlığı, yalnız bize değil, belki bütün dünyaya hitap edebilir ve etmelidir.

Selam ve dualar, dualarınızı bekleriz.

DİPNOTLAR:

1-Hizmet Rehberi s, 41 2- Muhakemat (Birinci Makale) 3- sayfa , 22 4-Hizmet Rehberi s, 51-52

Etiketler: Risale-i Nur
Okunma Sayısı: 2225
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • atilla

    15.1.2019 11:32:29

    Teşekkürler Ali Ataç bey önemli bir konuya temas etmişsiniz. kaleminize bereket. Yüreğinize sağlık.

  • Ali Tam

    15.1.2019 02:25:15

    Diyanet calisanlarinin hepsi devlet memurudur yani din ve devlet ayirimi laiklik maiklik sekülarizm mekularizim hikaye. Devlet memurlari 657 sayili kanunun 6. Maddesine göre YEMIN EDERLER. Dolayisiyla Devlet ne emrederse diyanet memuru onu okur veya okumaz. Iste tasima suyla degirmen dönmemesinin bir örnegi Fransadan alamadigin bir laiklik var, cünkü sende ne kilise ne de hiyararsik özerk bir Cami var. Hepsi devletin memuru. Yani kimse Diyanet Baskanligini BAGIMSIZ, ÖZERK SANMASIN. Halböyle olunca Devlet ne isterse imam onu okur. Ormanlari yakmayin, vergilerinizi verin. Iman hakikatlari diyanetin ilgi alani degil bak 657 Madde 6

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı