"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Habitat, insanın kardeşliğidir

Ali ATAÇ
02 Ocak 2019, Çarşamba
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bakanlık olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin maddî ve manevî bekası açısından yeni bir atmosfer, habitatı ortaya çıkarmak istediklerini belirterek, “Biri bir yerde ‘biz’ diyorsa muhakkak ‘öteki’ vardır. Bizim ‘hepimiz’ dememiz gerekir. Bunu demediğimizde ülkenin, millet olarak belirli bir odak yaratması ve bu odağın etrafında nüfuz alanı oluşturması gerçekten çok zor’’ diyor.

Biz de deriz ki; yeni bir ‘’atmosfer’’ ve “habitat’’ın ortaya çıkabilmesi için ’bizim’, sizin ve ’‘öteki’’lerin de dahil olduğu yani hepimizin üzerinde anlaşıp paylaşabileceği bir kavram olması halinde; “ortak değer etrafında nüfuz alanı oluşturmak” sanıldığı gibi zor değil; kolay olur. Fakat mahiyeti meçhul bir kavram etrafında ’’herkesi‘’ buluşturmak mümkün olmaz. Bu arada ‘yaratma’ kavramı dinî inanca ters düşüyor ve insanın içine hiç sinmiyor.

Bediüzzaman Said Nursî’nin Mektubat’ta geçen ’’Halbuki, bir âmî ne kadar cahil de olsa, Kur’ân’dan ve Hutbe-i Arabiyeden şu meal-i icmaliyeyi anlar ki: Herkese ve bana malûm olan imanın rükünlerini ve İslâmiyet’in umdelerini hatip ve hafız ihtar ediyor ve ders veriyor, okuyor’’ der; kalbinde onlara karşı bir iştiyak hâsıl olur’’ 1 tesbiti çok mühimdir. Çünkü, birini bir âmî bile anlıyor ve ‘’kalbinde ona karşı bir iştiyâk hasıl’’ olur. Diğerini ise, ‘’herkes’’ anlıyor, ama hiç kimsenin içine sinmiyor ve üzerinde bir türlü mutabakat sağlanamayan türden bir kavramdır. Evet, ‘’yaratıcılık’’ kavramını herkesin benimseyip üzerinde mutabakat sağlaması mümkün değildir.

Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde ’’Ümmetim asla yanlış bir hüküm üzerinde ittifak etmeyecektir’’ (Buhârî, 61:2, 61:3) demiştir. İşte bunun içindir ki, Bediüzzaman Said Nursî, ‘’Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san’at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz’’  2  der.

Bediüzzaman, Münâzarât’ta ‘’İttihad cehl ile olmaz. İttihad imtizac-ı efkârdır; imtizac-ı efkâr marifetin şuâ-ı elektriği ile olur’’ 3 diyor. Evet, insan tarafından şimdiye kadar bir şeyin yaratıldığı ispat edilememiştir. 

Zaten var olan bir şeyi keşfetmek ise yaratmak değil; olan bir şeyi bulmadır. Öyle ise dili ve kültürel birikimleri ‘’yaratmak’’ sefaletinden arındırmak gerekir.

Öyle ise, biz, siz, öteki ve hepimiz yani herkes için hiç yabancısı olmadığımız bir kavram etrafında pek âlâ birleşebiliriz. 

O da hani, herkesin bildiği İslâm inancının kavram ve kuralları olabilir. Denilebilir ki, hiçbir dini inancı olmayan içinde herkesi kapsayan ve kucaklayan bir kavram ve kural olmalı.

İşte o da Kur’ân-ı Kerîm’de ifade edilen ‘’Mü’minler ancak kardeştirler’’ (Hucurat Sûresi: 10) âyeti ile koyduğu kural içinde sağlanabilir.

Temennimiz ‘Uhuvvet Risalesi’ ile ‘Tabiat Risalesi’ ve ‘Haşir Risaleleri’ni eğitim müfredata konulması ve eğitimin mevcut çelişkilerden arındırılmasıdır.

DİPNOTLAR. 

1- Mektubat: s. 547.

2- Tarihçe-i Hayat: s. 101.

3- Münâzarât: s. 248.

4- Uhuvvet Risalesi: s. 29-30.

Okunma Sayısı: 1337
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı