Siyasetçiler tarafından belirlenen ve konulan kurallar; demokrasiye ait kural ve kurumları dünyanın gerçekleriyle uyuşmayınca, siyaset kurumunu da kilitlenme noktasına getirdi. Siyaset dünyası ve siyasetçilerin nazarında sanki her şey birden “esbab bilkülliye sukut etti.’’ 1 Yani sanki siyaset dünyası bütün sebep ve oluşumuyla bir anda ve aniden durdu ve öyle her şeyi ile çöktü insanların da siyasete olan inançlarını kaybettirdi. Sağduyulu ve vicdan sahibi bazı siyasetçiler ise “Önemli krizlerde topluma hakemlik yapacak bir kurum yok’’ (Selçuk Özdağ AKP eski milletvekili 23.04.2019 tarihli basın) diyor. Kimileri de yeni bir ümit ve arayış içine girmiş bulunmakta.

Eğer sanıldığı gibi her şey siyaset ve siyasetçiden ibaret olsa idi insanlar da haklı olarak siyaset ve siyasetçiden umduklarını bulamadıkları zaman elbette kendilerini hayal kırıklığına uğramakta haklı olabilirlerdi.

Halbuki insanların ve özellikle Müslümanların din ve dünyası o kadar geniş ve o kadar bol ki, hiçte siyasî kargaşa ve boğuşmalara karşı ümitsizliğe kapılmaya ihtiyaç yoktur. Çünkü dünyaları içinde siyasetin yeri ancak yüzde birliktir. Çünkü “Şeriat yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet, ahiret ve fazilete aittir; yüzde bir nisbetinde siyasete mütealliktir.’’ 2 Demek dünyanın bu yüzde birlik siyaset dünyası bizi ümitsizliğe ve üzerinde boğuşmaya sevk etmesin.

Evet yüzümüzü siyasetten, dünyayı nuruyla aydınlatan Kur’ân-ı Kerîm’in Asr Sûresi’nde insana verdiği ümit ve kâinatı aydınlatan ümit ve müjde dolu nuruna çevirelim. O herkese yeter.

Sûre’nin meali:

1. Âyeti “Yemin olsun asra’’.

2. Âyeti “İnsan muhakkak hüsrandadır’’.

3. Âyeti “Ancak iman eden, güzel işler yapan ve biribirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.’’

Biz de bunlardan biri olmaya çalışalım.

Selâm ve duâlar.

Dipnotlar:

1- Lem’alar s. 16.

2- Divan-ı Harb-i Örfî s. 55.