"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tehlikeli kelimeler

Ali ATAÇ
23 Nisan 2019, Salı
Son günlerde yine insanların ve özellikle Müslümanların zihinlerini karıştıran, küfür ve şirki çağrıştıran ‘’yaratıcılık’’ kavramı ile istila ve işgal altına alındadır.

Halbuki milletçe moral değerlerimiz olan; kader ve kıvançta ve keder ve sevinçte, birlik içinde olduğumuz gibi, inanç değerimiz ve dünyamızda birlik ve beraberlik ve ahenk sağlanabilir. Yani asıl beka akıl ve kalplerdeki birlik ve beraberlikte olabilir. Zihni akıl ile kalbi biribiyle barıştırmalı. Halbuki bu kavramın misyonu barıştırma değil, fitne ve ayrıştırmaya sebep olmaktır.

Acaba insanlar ve özellikle de Müslümanlar cehaletlerinden mi yoksa gafletlerinden mi ya da âciz kaldıklarından mıdır ki  ‘’yaratıcılık’’ kavramı yerine başka bir sözü veya kavramı üretmeyi ve yerine koymayı bilmedikleri için midir ki, bu kavramı telaffuz ediyor? Halbuki bu kavram yerine pekâlâ başka kelimemer telaffuz edilebilir. Ama ne yazıktır ki, Müslümanların bir kısmı bilerek ya da bilmeyerek  buna öncülük ediyor. Ya da ’lisan-ı kali’ ile âlet oluyor. Bu da acı bir gerçektir. Bazen ‘’Cahil dost, düşman kadar zarar verebilir.’ (Muhakemat) İnsanların ve özellikle Müslümanların inancını doğrudan ilgilendiren bu kavram; Diyanet’i de doğrudan ilgilendirir ve ilgi alanına girmektedir. Neden konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini belirtme ve kamuoyunu aydınlatma ihtiyacını duymuyor?

Risale-i Nur’da aklen, ilmen ve mantıkan insanoğlu tarafından şimdiye kadar hiç bir şey yoktan var edilip vücut verilip yaratılmadığı izah ve ispat edilmiştir. Belki aklen ve ilmen varlığı kabul edilen ve varlığı ve vücudu yine Risale-i Nur yoluyla keşfedilen pek çok varlık gözümüz önünde olduğu halde dünya gözüyle göremiyor, duyamıyor ve hissedemiyoruz. Peki nasıl oluyor da, aynı insan bir şeyi yoktan yaratıyor veya yaratabiliyor?

Evet Müslümanların vazifesi önce kendi imanını tehlikeden kurtarmaktır. Sonra da başkalarının imanını kurtarmaktır. Yani Cehennem’e değil. Cennet’e adam yetiştirmektir. Buda cehaletle değil, ancak ferasetle olabilir. Yani bu zamanda hem ‘lisan-ı hali’yle hem lisan-ı kal’ıyla başkasına örnek olmaktır.

Okunma Sayısı: 2847
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    23.4.2019 22:11:23

    İlk emri IKRA; Oku olan ve İlim Çin'de dahi olsa git al diyen bir İslam'da Cahilden Dost nasil olur anlamış değilim. Canını suda kurtaracak kadar yüzmeyi bile tavsiye eden ve sünnet olan bir uygulamaya sahip dinimiz. Herkes gidip bir İlmihal alip başindan sonuna okusun ve araliklarla tekrar etsin. Çoğu tehlikelere yanaşmayacak, bazi insanlardan uzak duracaktir. Bu baslangıç için gayet etkili bir savunma mekanizmasidir. Kaldi ki bu insanlik iyiye de gitse kötüye de gitse bir FARZDIR; vazifedir. Bir cümle de yorumcu Ali Beye. itikat İmamlari Hanefilerde Hz. Maturidi, Şafilerde Hz. Eşari halketmek, yaratmak, var etmek konusunu asla kula vermiyorlar, hatta tasarruf konusunda bile meyelan/eğilim kula verilebilir mi verilemez mi tartışma konusu olmustur (Bak. 26. Söz). İnsan var olan eşyayı kullanarak birşey yapar ama yaratmaz.

  • Ali

    23.4.2019 11:42:34

    Yaratmak yerine varetmek çok uygun ve güzel.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı