Bir akıllı telefonun ekran büyüklüğü yaklaşık olarak bir gazete sayfasının 16’da biri kadardır.
Yani gazete sayfası bir cep telefonunun 16 katı kadardır. Telefonunun yüzeyi sanal gazetenin görselidir.
Üstelik telefon veya bilgisayar görüntüsü sanal dünyadan yansıma yoluyla geliyor; gazete, dergi, kitap ve benzeri görsellerin ise; doğrudan doğruya sayfadan alınmaktadır. Dahası sanal dünyadan gelen görüntü elektrik iyonu yüklü olduğu için beyni etkiliyor, o da görme organını etkilemekte ve gözü yormaktadır. Görsel yoluyla alınan görüntü ise; hem beyine doğrudan gitmekte hem elektrik yükü kâğıt sayfa da absorb edilmiş yani emilmiş sanki bir nevi sıfırlanmıştır. Üstelik sanal dünyanın görüntüsü yalnız görme duyusu yoluyla yalnız beyin tarafından algılanmakta; görselin görüntüsü ise hem görme hem de dokunma duyusu yani sayfaya temas yoluyla beyne gitmektedir. Yani iki yoldan. İşte bu şekildeki algılama hem zararsız hem de hafıza da daha çok yer etmektedir. İşte bir kitap fuarındaki, bir reklâm panosundaki bir gazetenin ya da kitap görüntüsü akıllı telefondan daha çok kalıcı bir etki bıraktığı sağduyusu olan birisi tarafından kabul edilebilir. Gazetesini akıllı telefondan okuyup, gazetenin kendisini yani ismini ve resmini yani cismini başka yerlere bırakmayı uygun gören; sanki kendi yakınını kendi eliyle bir bakıcının iradesine bırakması gibi. Kim bilir ne tür bir muameleye maruz bırakılıyor. Üstelik yalnız bakımından sorumlu olduğunu düşünerek, onun duâsından mahrum olma hali gibidir.