Adı: Sözler…
Risale-i Nur…
Resaili’n-Nur…
Risaletü’n-Nur…
Başka başka da anılırlar.
Evet, evet…
Çok renkli muhabbet var, bu kitaplarda…
Her zerreye…
Her hasseye ayrı bir hitap…
Seni alıyor senden;
Tekrar veriyor sana.
Başka bir sen oluyorsun satırlarda.
Sihirli bir dünya…
Kelimelerinde bir sır var.
Yepyeni açılıyor kapılar.
Bir daha okuyorsun bir daha…
Yeni, öteki, taze şeyler…
Kışın adı sonsuz baharı müjdeliyor.
Bahar cennete açılıyor birden.
Yeniden bakıyorsun her şeye.
Bu kuş dünkü kuş değil…
Ağaçlar göğe böyle mi yükselirmiş!
Sesi varmış zamanların!
Renklerin dalga dalga hevesi…
Rüzgârlar görülür bir şeymiş!
Her kelime yeni bir dilmiş.
Gözün keskinleşiyor.
Gönlün kanatları gibi bir kuşun…
Bir gülün kat kat yaprakları…
Görünmezler düşüyor önüne.
Kulaklarının açılışı ötelere…
Okudukça okuyasın geliyor.
Âlemi kucaklıyorsun daha Birinci Söz’de.
Otuz Üç Sevdalı Durak…
Hu nüktesinde fenâfil tevhit…
Şuâ’nın Yedisinde…
El ele gezerim her şeyle…
Göz göze…
Ah, ne hoş bir seyahat…
Sana bakma duraklarında…
Fenzur ilâ… ile dirilir bütün ölüler…
Ölüm bir hayat gibi güler de güler.
Otuz Üç Pencereli evden…
Bu seyir kulelerinden…
Derinden derine saadetler…
İ’lem eyyühel aziz…
Bu ne leziz sofralar…
Gel otur yanı başıma…
Nurlarımı diyeyim.
Git git biter mi Nur…
Nur, huzur, sürûr…
Heyecanlı bir yolculuk sonrasında…
Kendini zirvelerde bulmak…
Sonsuz durulmak…
Sana Bakma Durakları’nda…
Sonsuz yolculuklar var.