Bazı siyasetçilerin de kullandığı argo mecaz kelimelerin anlamını bilelim; şaşırıp kullanmayalım!
• Sülük: Çok sırnaşık, yapışkan, kan emici, sömürücü. Şimdi bakın bakalım 20 senedir emekliyi, işçiyi, çiftçiyi vergilerle, zamlarla sülük gibi sömüren kim?
• Haşhaşi: Haşhaş kelimesi Arapçada “kuru ot” ve “hayvan yemi” anlamına gelir. Sonraları kelimenin anlamı uyuşturucu etkisiyle bilinen Hint keneviri ile özdeşleştirilmiştir. Şimdi şöyle 20 yılı gözünüzün önünden geçiriniz: 1.5 milyon kişi “terörle” suçlandı. Düzmece suçlar ile yüz binlerce kişi hapse atıldı. Yüzbin ilim adamı, akademisyen, şeyh, hacı, hoca vs. en dehşetlisi de hukukçular, bırakınız “semavata işittirecek” şekilde tepkiyi, normal bir ses, bir yazı, bir vaaz ile bile tepki gösterdiler mi?
• Terörist: 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1’inci maddesinden hareketle terör ve terör örgütünün tanımına göre de rastgele teröristlikle suçlama yapılamaz:
“Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle… her türlü suç teşkil eden eylemleri işleyecek kişi veya kişilerin mensup olduğu örgüt...”
Ev hanımları, esnaf, genç, ihtiyar kimi insanlar, “terörist, vatan haini” diye yaftalandı!
Bu toptancı yaklaşım ve yakıştırmalar dehşitli bir “yalan, iftira, su-i zan ve gıybet, itibar cellatlığı” değil mi? Anayasa’nın 38. Maddesindeki “masumiyet karinesi”ne göre de “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz. Bir kişinin suçu adil mahkemelerce delillerle, belgelerle sabit olmadıkça masumdur.”
• Faiz lobisi: Yüklü döviz alım-satımı yaparak Türkiye ekonomisi üzerinden faiz geliri elde etmek için ülkenin istikrarsızlaştırması hedeflenen sokak eylemlerinin arkasında bulunan kişi, kurum ya da kuruluşlar. Düşünün bakalım faiz ve döviz ve akaryakıt ve doğalgaz lobisi kim?
• Vatan haini: Devletine karşı savaşıp düşmanla iş birliği etmeye yönelik fiilleri kapsayan suç türü. Mesela İsrail ile iş birliği yapmak nedir?
Muhalefet için kullanılan “sürtük, illet, zillet, maşa, şer odakları” gibi dehşetlilerini geçelim!
Zira, “Risale-i Nur’un mesleği, nezihâne ve nazikâne ve kavl-i leyyindir.” (Lem’alar, s. 180.)