"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Kifayet derecede yazmadınız mı?”

Ali FERŞADOĞLU
28 Ekim 2021, Perşembe
Bir okuyucumuz, “Yeni Asya yazarları olarak zulüm, hukuksuzluk ve adaletsizlikleri kifayet derecede yazmadınız mı? Artık güncel meselelere dönmeli değil misiniz?” diye sordu.

Kaçırılan noktayı hatırlatalım: “Zulümler bitti mi ki, yazmaktan vazgeçelim?!” İstibdat, adaletsizlik, zulüm, işkence ve tutuklamalar halen “güncel” olarak devam etmiyor mu?  

Aynı hastalık devam ediyorsa, aynı tedavi, aynı reçete, aynı ilâçlar devam etmeyecek mi? “Artık yeter; başka tedavi, başka ilâç verelim!” denilebilir mi? Her seferinde “Trafikte hız sınırı ne kadar; 2 kere 2 kaç eder?” diye sorana bir müddet sonra farklı cevaplar mı verilmeli?! 

İstibdat; baskı, baskıcı yönetim, kendi başına ve hiçbir nizama ve kanuna bağlı olmadan yönetme, keyfi idare sistemidir. Bugün AKP iktidarı her yerde istibdat uygulamıyor mu? Bu zulüm, adaletsizlik, hukuksuzluk ve işkencelere rağmen, hiçbir şey olmamış gibi hareket etmeye Kur’ân ve Hadis izin vermez! Şöyle ki: 

“Emr-i bil-ma’ruf, nehy-i a’nil-münker/iyi, doğru, hakkı anlatmak, yanlış, batıl, kötülükten men etmek kesinlikle farz, değil mi? (Lokman Sûresi’nin 17) Arada bir mi farzı işlemeli? 

İnsanlar arasında-müşrik olsalar bile-adaletle hükmetmek, karar vermek, karar verilmesini istemek farz” değil mi? (Nisa Sûresi, 135) 

“Bir kötülük, bir yanlışı görüldüğünde el, dil ile düzeltmek; bunlara gücü yetmeyen kalben buğz etmeli” değil mi? (Müslim, İman, 78)  

Haksızlık kime yapılırsa yapılsın, “İnsan medeni-i bittab olduğundan ebnâ-yı cinsinin hukukunu muhafazaya ve hakkını onlar içinde aramaya mükellef” değil mi? (Münâzarât, s. 137) 

“Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.” (Bediüzzaman, Mektubat, s. 254) 

Ülkemiz açık müstebithaneye, açık cezaevine, açık işkencehaneye, açık zulümhaneye dönüştürülüp masum, mazlumlar, aileler batırılırken “semavata işittirecek derecede” bağırmalı değil miyiz? 

Hukuksuzluk, adaletsizlik, haksız tutuklamalar, zulüm, işkenceler “güncel” olduğu sürece söylemek, yazmak, men etmek de “güncel” olmaz mı? 

“Nefsimizi yed-i kudretinde tutan Allah’a yemin ederiz ki!” zalimlere zulmetmek gına gelinceye kadar, biz de “elimiz, dilimiz” kalemimizle düzeltmek, yazmak, anlatmak ve semavata işittirecek derecede bağırmaktan gına gelmeyecek! 

Okunma Sayısı: 1366
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Musa

    28.10.2021 21:10:32

    Allah razı olsun

  • Hacı Ahmet

    28.10.2021 19:30:44

    Yaz kardeşim. Yaz yaz. Binler kalemle yaz. Şahidiml senin zalimden yana olmadığına. Eline Allah kalem vermiş onuda Allah için yazdığına. Allah senin gibilerin sayısını artırırsın. Âmin.

  • mustafa

    28.10.2021 10:31:07

    Abi kaleminize sağlık sabırla çok güzel cevap vermişsiniz ama bi ara bu soruyu soran kardeşlerimizin haleti ruhiyesini, kafa yapısını, psikolojisini kısaca kendi içlerinde yaşadıkları dünyayı kaleme alan bir yazı da yazarsanız çok makbule geçer bence.

  • Ali

    28.10.2021 10:17:08

    "Dua ve tevekkül, meyelan-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi; iİSTĞFAR VE TÖVBE dahi, meyelan-ı şerri keser, TECAVÜZATINI kırar."

  • Ferhat ardıç

    28.10.2021 08:22:23

    İyi de hep aynı şeyler yaşanıp duruyor sadece isimler değişiyor aynı efendimize Mekke'de yapılan lar tekrar tekrar yaşayıp duruyoruz bakalım adalet sahibi birisiyle tanışma fırsatı bulabilcekmiyiz .

  • Feyzullah ayhan

    28.10.2021 06:36:28

    Sayın ferşadoğlu tebrikler. Kişi kendisi bizzat zulme isribdada, haksızlığa uğramadıkça, bir başkasının halinden anlamaz. Acıkmadıkça açın halinden anlamaz. Men lem yezuk lem ye'rif. Okuyucunuz ne zaman ki haksızlığa uğrasa, Acıyı bizzat tatsa böyle bir soruyu sorma ihtiyacı duymayacaktır sanırım.

  • Ali R. Yardimoglu

    28.10.2021 01:37:18

    ..maalesef, sırf hapsolmuşların mazlumluğunu, ve bu dehşetli zulmü tenkidi, yani 2sini, nokta-i nazar almama rağmen; bunlar ise etrak kültüründe tal'i mevzuu gibi görünmesinden!!..(vah, vah), 40 senelik RN erkanı, arkadaşım, siyasen bana şucu, bucu dedi, ima etti. Madem ben de buradan, tekrar ona ve o gibi asabilere derim, ne şucu, ne bucu, hatta "Nurcu da" değilim, amaç vasıl oldu!!..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı