İstatistiki rakamlara da dayanarak koronavirusun bütün dünyada çok büyük çapta korku salınması ve netice alınmasının birkaç sebebinin başında “küresel ısınma/sera etkisini” azaltmak planı yatıyor olabilir mi?
Küresel İklim Değişikliği (KİD) endüstri, tarım ve enerji faaliyetlerde petrol, kömür, doğal gaz gibi fosil yakıtların yanması sonucu atmosfere karbondioksit, metan ve azot oksitleri gibi zehirli gazların yayılması sera gazlarının artmasına sebep olur. Sera etkisi de dünya sıcaklık ortalamalarını arttırarak küresel ısınmasına…
Sera gazı emisyonları insan faaliyetleri ile artıyor. Karbondioksit en önemli sera gazı olup; araç egzozlarından, ısınma amaçlı yakılan yakıtlardan, fabrika bacalarından atmosfere bırakılmaktadır.
Küresel iklim değişikliğinin temel sebepleri şunlara bağlanıyor: “Nüfus artışı ve buna bağlı enerji tüketimi, toprak kullanımı, uluslar arası ticaret ve ulaşım gibi diğer insan aktivitelerindeki artış ile sanayinin gelişmesidir.”
Küresel ısınmanın asıl sebebi psiko-sosyaldir ve maneviyat eksikliğidir. Yani, “Hırs, tama / açgözlük, evkoliklik, israf ve tüketim…” Daha çok yemek, içmek, daha çok gezmek, daha çok eğlenmek, daha çok tüketmek için daha çok refah ve bunun için de daha çok kazanmak…
Bilim adamları, küresel ısınma mevzuu ve dehşetli sonuçları hakkında hemfikir: Buzulların erimesi, yağmur miktarındaki sağanak şeklinde yağışlarda artış, denizlerin su düzeyinde yükselme, hasarlarının artması, tundraların erimesi, buharlaşma miktarında artış, kuraklık, çölleşme, yağışlardaki dengesizlik ve sapmalar, su baskınları, tayfun, fırtına, hortum, hava kirliliği vb. meteorolojik, jeolojik, ekolojik felâketler… Ve bunlara bağlı bir sürü hastalıklar!
Şimdi gelelim küresel ısınmanın koronavirus ile bağlantısına.
İnsanoğlu ölmek istemiyor. En azından daha uzun, rahat ve huzurlu bir hayat istiyor. Uzayda hayata ulaşmak şimdilik uzak görünüyor.
Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü’nün (CERN) Dış İlişkiler Direktörü John Ellis’ten de alabiliriz:
“Çalışmaların temelini maddenin araştırılması ve anlaşılması oluşturuyor. Ama aslında cevaplamaya çalıştığımız soru, ‘Nereden geliyoruz, neyiz, nereye gidiyoruz?’ Bu çok geniş bir yorum isteyen bir soru. Belli bir cisme ya da öze dayandırarak da buna cevap verebilirsiniz, metafizik olarak da, dinî olarak da tartışabilirsiniz. Bizim yaptığımız fizik açısından yaptığımız bir çalışma.” (Gazeteler)
Bir taraftan da küresel ısınma, dünyayı yaşanmaz hâle getiriyor, adeta öldürüyor!
İlim adamları ve yöneticiler ve küresel sermaye, ilim ve teknoloji gücünü elinde bulunduranlar, ciddî çalışmalarla “küresel ısınmayı” durdurmaya çalıştılar. Ne var ki, teknik, teknolojik bir çare bulamadılar.
Dünya Meteoroloji Örgütü Başkanı Petteri Taalas, “İklim değişikliğini tamamiyle anlayabilen ilk jenerasyonuz ve bu konuda bir şeyler yapabilecek sonuncusuyuz. Yeterince iyi adamlar atamadık. Bu yükselişteki en büyük sebeplerden birisi fosil yakıtlar. Sera etkisi yapan gazların yoğunluğu yine rekor seviyelere ulaştı ve eğer bu trend devam ederse yüz yılın sonuna kadar sıcaklıklar 3 ila 5 derece artabilir.”
En nihayet buldukları çare, teknolojisizlik, fabrikasızlık, otomobilsizlik olabilir mi? Bunun için de koronavirus imdada yetişti.
“Aman, aman, çok hızlı, çok sinsi, herkese bulaşacak, yaşlıları öldürecek! 162 ülkeyi sardı. Avrupa ve ABD’yi bile perişan etti. Aman, evlerinize kapanın!”
Fabrikalar, iş yerleri kapandı, resmî daireler boşaldı, insan ve yük taşıyan kara, deniz, hava araçları nerede ise durma noktasına getirildi. Neticede hava kirliliği azaldı, ozon tabakası tamir olmaya başladı.