“Misal-i musağğar”, kâinatın özeti, minyatürü demektir. Yani, oradaki bulunan özellikler “câmiyeti” itibariyle insanda toplanmıştır. Manevî olarak da ruhanilerin, yani, melek, cin ve şeytanların özellikleri potansiyel olarak konmuş ve özetlenmiş.
Maden, taş, bitki, hayvan, enerji boyutlarının özellikleri de insanda toplanmış, küçülmüş şekli olmuş.
Ve enerji boyutları, yüzlerce elektromanyetik dalgalar… Tabiatta çeşitli ışınlar, elektromanyetik dalgaların yanında pek çok enerji dalga boyları tesbit edilmiştir. Böcek antenlerinin, köpek, insan, kedi kulağının algılayıp değerlendirdiği dalgalar, ultrasonik dalgalar, radyo dalgaları, televizyon dalgaları, radar, şerare, hareket, kırmızı-morötesi dalgaları, röntgen=X-Ray, “kozmik ışınlar”; siyah enerji, sayısız türlerden birkaçıdır. (Siyah enerjiye “kara delik” de deniyor. Astronomlar, kâinatın oluştuğu zamanlara ait olduğu düşünülen dev bir kara deliğin kütlesini ölçmeyi başardı.)
Canlıların bütün hücrelerinin etrafında elektrostatik, bütün moleküllerin manyetik rezonans ve bitkiler dâhil geniş manyetik alanlar mevcuttur. Bu hayvanî ve nebatî özellikler, “fosfor, altın, bakır, demir, kükürt, kalsiyum” gibi elementler ve bunların kimyevi reaksiyonlarından hâsıl olan güçlerdir.
Astrofiziğe göre, bu akışkan, lâtif, enerji akımları ve elektromanyetik dalgalarının yüzdüğü ve uzayı dolduran esîr maddesiyle birlikte, cazibe itme gücü ve sair bütün enerji boyutları potansiyel halinde insan ruh/duygu ve bedenine yerleştirilmiştir.
Bu verilerden hareketle kâinatın en lâtifinden en yoğunlaşmışına kadar baştan başa bir enerji harmanı; insan da onun minyatürü, özeti olduğu söylenebilir.
Ruhumuz, düşünce, iman, niyet, arzu, istek, duâ ve iman şifrelerine göre programlanıp çalıştırılacak şekilde dizayn edilmiştir. Ruhumuza duygu ve kabiliyetlerimizin derecelerini yönlendirme iradesi de verilmiştir.
Ruh/duygu ve duyularımızı hayatın akışı içinde otomatik olarak yaptığımız normal işleri olumlu veya olumsuz programlayabiliriz, yönlendirebiliriz. Çünkü inancımız/imanımız düşünce, düşüncelerimiz de şartlı refleksi, onlar da alışkanlıkları, onlar da fizyolojik yapımızı etkiler ve harekete geçirir. İşte nazar, olumsuz duygu ve hasletlerin yoğunlaştırılıp odaklaştırılmasıyla ilgilidir.
Not: Mevlid Kandilinizi tebrik eder, âlem-i İslam ve insanlığa hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.