● “Osmanlı Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükûmeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyete hâmiledir; o da bir İslâm devleti doğuracak” (Emirdağ Lâhikâsı, s. 345)  

Osmanlı Türkiye’yi doğurdu, sıra Avrupa’da! Almanya mı, AB’deki bazı devletler mi?  

● Eski Said, hürriyete çalışırken, diğer bir hiss-i kable’l-vukû ile dehşetli ve ladînî bir istibdad-ı mutlakın geleceğini bir hadîs-i şerifin manasından anlayıp, elli sene evvel haber vermiş. Said’in tesellî haberlerini o istibdad-ı mutlak, yirmi beş sene bilfiil tekzib edeceğini hissetmiş. (Beyanat ve Tenvirler, s. 89)  

● I. Dünya Savaşı’ndan önce dünyanın büyük sosyal çalkantılara, depremlere, sarsıntılara, inkılâplara hedef olacağını söyler. (Emirdağ Lâhikâsı, s. 345) 

● II. Dünya Savaşı’nın çıkacağını altı-yedi sene evvel” (Kastamonu Lâhikası, s. 64) keşfeder. Savaş patlamadan iki sene önce de İktisat Risâlesi’ni yazarak bu tarihin “İktisat Yılı” ilân edilmesini ister. (Lem’alar, s. 151) Ki, II. Dünya savaşı da Deccalizme/Süfyanizme karşı verilen bir savaştı ve dünyayı saracak kıtlığa cevaptı. 

● İnsanlığın beş sosyolojik devir geçirmiş: Vahşet ve bedeviyet, memlûkiyet (kölelik) esâret; şimdi dahi ecîrdir, başlamıştır, geçiyor. Malikiyet ve serbestiyet devri geliyor. (Sözler, s. 650) İnsanlık hürriyete akıyor, mücadelesini veriyor. Ve şahıslar hisse senetleri, vs. ile çalıştıkları fabrika ve şirketlerin ortağı olarak “malikiyet devrini” yaşıyor.  

● Avrupa ve Hıristiyanlığın büyük dönüşüm ve değişim yaşayacağını söyler: Nasraniyet ya intıfâ veya ıstıfâ edip İslâmiyete karşı terk-i silâh edecektir. (Sözler, internet, s. 644, vd.)  

● İstikbaldeki İslâmiyetin kuvvetiyle, medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umûmiyi de temin edecek. (Tarihçe-i Hayat, internet, s. 83) 

Kur’ân ve Hadisten çıkardığı bu ve benzeri sosyolojik tesbitler seneler sonra tam isabetle tahakkuk etmiş. 3. Dünya Savaşı’yla ilgili şu öngörüsü de hiç şüphesiz doğru çıkacaktır: 

● Devletler, milletler muharebesi, tabakat-ı beşer muharebesine (sınıflar arası savaşa) terk-i mevki ediyor. (Sözler, s. 650)  

Artık devletler milletler değil, aynı devlet, millet, topluluk, hatta aynı aile içinde mücadele kıyasıya devam ediyor! Ve müjde, “malikiyet, serbestiyet/hürriyet” devri geliyor.