"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sevgi ve duâmız kadar şifa buluruz

Ali FERŞADOĞLU
15 Mayıs 2019, Çarşamba
Gözümüze kıl gibi hafif bir şey kaçarsa fena halde rahatsız eder.

Nefes borumuzdan ciğerimize su veya yiyecek kaçarsa ölüm getirir. Kalbimizi dizayn edildiği çerçevede besleyemezsek ve ona başka şeyler kaçarsa (maddiyat, şöhret, inkâr vs) ölür! 

Çok hassas ve kâinattaki olaylarla irtibatlı yaratılan kalp, sever ve bağlanır. Dolayısıyla karşılık görmek ister. Bulamayınca yaralanır. Ayrılıktan üzülür ve en derin köşelerinde ayrılık ve sapıtmışlık darbesini yer. Gaflete düşen kalp, ümidi keser ve sahibini elemlere boğar. 

Siyah bir gözlüğü takan adam, yani, iman nuruyla bakmayan her şeyi siyah, çirkin gördüğü gibi; basiret gözü nifakla perdelenen kalp de küfürle peçelenirse, bütün eşya çirkin ve kötü görünür. Bu, bütün insanlara, belki kâinata karşı kin ve düşmanlığa yol açar. 1

Rabbimize yöneltmemiz ve diğer varlıklara O’nun adına beslememiz gereken sevginin yüzünü başkalarına çevirirsek perişan oluruz. 

Çünkü, insan, sayısız güzellikler üstünde fanilik damgasını görür. 2 Sonsuza dek sevdikleriyle beraber yaşamak ister. 

Oysa şu karmakarışık âlemde hiçbir şey kararında kalmıyor. Elleri yapıştığı şeylerle, o şeyler ellerini parçalıyor, belki koparıyor. Daima ıztırap içinde kalır, yahut (acıları unutmak için) gaflet ile sarhoşluğa dalar, 3 kötü madde bağımlılığına yakalanır.

Kalbin kötülüklerden, manevî kirlerden temizlenmesi, yaralarının tedavisi de “kalbim temiz” sözüyle gerçekleşmez. 

Kalp temizliği takva ile mümkündür. 4 Yani, kâinatın sahibine gerçek iman 5 ile O’nu sevmek, 6 Rahim, Kerim’in kapısını niyazla çalmak 7 ve Kur’ân nurlarıyla aydınlanmaktır.8 

Her şeyi planlayan, programlayan, yaratan, idare eden ve sevk eden O değil mi? Kalbi de kendisini tanıması, bilmesi, sevmesi için yarattığına göre; öyle ise, Allah’ı bulan kalp, her şeyi bulur. 9 

Diğer taraftan kalp damar hastalıklarına yakalananların ekserisinin aceleci, sabırsız, telâşlı, oldukları tesbit edilmiştir. 10

İman, tevekkülü, tevekkül teslimi, teslim sükûneti, huzuru, dengeli olmayı gerektirir.

Dipnotlar:

1. İşârâtü’l-İ’câz, s. 96. 2.  Lem’alar, s. 140, 21. 3. Sözler, s. 321-322. 4.  İşârâtü’l-’câz, s. 45. 5. Mesnevî-i Nuriye, s. 100. 6. Mektubat, s. 218. 7. Sözler, s. 244. 21. 8. Mektubat, s. 188. 9. A.g.e. s. 444. 10.  Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Stresi Mutluluğa Dönüştürmek, s. 32.

 

Okunma Sayısı: 1687
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı