Günümüz tıp ilminin özünü bilen, yeis gibi manevî ve dahi maddî hastalıkların da kaynak ve sebeplerini Hastalar Risalesi, Hutbe-i Şamiye, Münâzarât ve diğer eserlerinde keşfedip tıbbî tedavilerini de yapan çağın tabibi, müceddidi, müfessiri Bediüzzaman Said Nursî’yi okumak, anlamak ve tavsiyelerine kulak vermek…
Ki, kansere sebep olan ümitsizlik için şöyle diyor:
● Yeis (ümitsizlik); ümmetlerin, milletlerin “seretan” (kanser) denilen en dehşetli bir hastalığıdır. 1
● Hayat bir faaliyet ve harekettir. Şevk ise onun matiyyesi, bineğidir. Bir mü’min şevk ile şu hizmet, faaliyet ve hareket sahasına çıktığı vakit, önce “yeis” yolunu keser, tembellik, uyuşukluk zindanına atar...2
● Yeis, saadetin tahripçisi ve hayatın katilidir.
● Yeis tembelliği netice verir.
● Yeis mâni-i her kemaldir 3 (tekâmüle, gelişmeye engeldir).
● Yeis insana “nemelâzım” dedirtir.
● Yeis, Müslümanların geri kalmalarının sebebidir.
● Yeis, İslâmiyetin inkişâfına set çeker, perde olur.
● Ümit, yeisle öldürülen mânevî ve moral gücümüzü hayatlandırır.
● İ’lây-ı Kelimetullahı (Allah’ın dini yayma), yeisin ölmesiyle mümkündür.
Ve Müslümanları, sosyal, ekonomik ve siyasî cephelerden vuran, “Ecnebîler, Avrupalılar terakkîde istikbale uçmalarıyla beraber, bizi maddî cihette kurûn-u vustada durduran ve tarif eden altı tane hastalıktan” birincisinin, “Ye’sin (ümitsizliğin) içimizde hayat bulup dirilmesi” şeklinde teşhis eder.
Bu altı dehşetli hastalığın ilâcını da, bir tıb fakültesi hükmünde hayat-ı içtimaiyemize, eczahane-i Kur’âniyeden ders aldığım “altı kelime” ile beyan ediyorum. Mualecenin (tedavi) esasları onları biliyorum…4
● Yeise karşı da, “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz!” ilâcından başka tedavisi yok: İman, tevekkül, teslim.
Dipnotlar:
1- Hutbe-i Şâmiye, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 50. 2- Münâzarât, s. 136. 3- Divan-ı Harb-i Örfî, s. 64-66. 4- Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, s. 79.