"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşamak notları - 4

Ali HAKKOYMAZ
18 Temmuz 2020, Cumartesi
(Yaşamak neydi öğretmenim?!...)

Liseli gençler...

Yan masaya gelip oturdular.

Belli; okulu “kırmışlar!”

En deli çağlarında...

Saçlar “o biçim” kesilmiş...

Ne dert, ne tasa...

Ne kitap, ne kalem...

Cep telefonları, yabancı sigaralar...

Rujlar, boyalar, kokular...

Toz duman okullar demek ki...

Yan masada okulu “kıran...”

Üç kız, üç oğlan..

*

Cenaze evinden geliyorum. Son olarak hoca duâ ediyor. Bakıyorum; ezbere duâlar... Mezarda, evde ayrı kişilerin hemen hemen aynı duâları... Niye öyle?! Yani niye “resmî” duâlar?! İçinden geldiği gibi kâh sıcacık kâh serincecik yakarışlar beklerdim! Yüreğimin titreyişleri olmalıydı! Her yerde askerî adımlar, haller, seslenişler, gelişler, gidişler... Nerdesin ey iç, ey kalp, ey yürek, ey gönül, ey ruh, ey samimiyet, samimî niyet, ey ciddiyet?! Bıktık bu resmiyetten, “ütülü” duruşlardan... Nicedir nerdesin ciddiyet?!

*

İktisat ve kanaat dışında yaşadığımı fark ettim. Gereksiz harcamalar için köle gibi çalışıyoruz. Sonuçta el açıyoruz. İsrafı hayatımızın her cephesinden kovalım. Ben bunları yazıyorum da hemen yukarıdaki ana caddenin ortasında gereksiz bir yol çalışması... Orta kaldırım taşları sökülüp beton dökülüyor. O taşlar kıyamete kadar yeterdi oraya. Ben o taşlara verilen parayla sırada basılmayı bekleyen kırka yakın kitaplarımı basardım!

*

Sokaklarımız ne doğu ne batı... çıkılacak gibi değil... Okulların yansıması bu. Bir Alman, bir İngiliz bir Amerikalı göğsünde bizim adımızı sanımızı, reklâmımızı para versen taşımazken bize ne oluyor! Yırtık pantolonun giyilemeyeceğini, sokağa nasıl çıkılacağını anlat(a)mayan okullar olsa ne, olmasa ne! Dağlara, uzaklara tefekküre gitsek ya... İçimizi, kuşları, rüzgârları dinlesek ya... Kelebeklerin dansına, kır çiçeklerinin çocukluğuna dalsak ya, karışsak ya... Çok bulandık!

*

Çocuklarımız heyecanla imtihandan imtihana koşuyor; nafile... Analar babalar da peşinde... Bu fakir hem okudu hem çalıştı. İmtihanları kaybetti üzüldü; kazandı; sevinemedi. Sonuçta torpil istiyorlar. Yoksa ağzınla kuş tut; adım attırmıyorlar. Siz bilirsiniz de fazla hatta hiç heyecanlamayın. Ne yani Âkif yurt dışına gitmek zorunda kalmadı mı! Said Nursî’nin bir metrekare tapusu yoktu. Sürgün zindan gezdirildi. Herkesin bir kabiliyeti var ve siz onu keşfedin; kendinizi kendiniz imtihan edin. Binlerce profesör var; hani neredeler?! Ülkenin bunca derdi var; adamlar maaşını alıp etliye sütlüye karışmıyor. Sen de böyle olmak istiyorsan; buyur. Bir de içinde eğitim olmayan okulları kazansan ne; kaybetsen ne! Öfff; canınızı sıktım amma vakit kaybetmeyin diye yazdım bunları.

Okunma Sayısı: 1605
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı