"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yıldız satın alamayan herkes fakirdir

Ali HAKKOYMAZ
11 Ekim 2019, Cuma
Dağları okuyan adamın kitapları yıllar sonra dilden dile çevrilecekti. Çevrildi.

Şehir onu oyalardı. 

İlk, Nur Dağı’ndan nurlanmadı mı âlem! 

Bu dağlarda bir şeyler var. İnsanlardan uzak, ama gökyüzüne, tefekküre, içimize çok yakın...

Said, sen de “dağlı” oldun ya... Dağları, yalnızlığı, tefekkürü bize sevdirdin ya... aşk olsun! Selâm olsun! Sen iki âlemi de sevdiriyorsun kitaplarında. Göze ve gönle Esma gözlüğü taktırıyorsun. Zerreden şemse bu tefekkür yolculuğu içini şenlendiyor insanın. Karıncadan kuşa; otlardan güle her şeyle dost, arkadaş, kardeş olduğunu anlıyor insan. Değil ormanı; bir otu yakabilir mi artık böyle biri!

Sana ebedî aşkın kapısını çalmayı yazdık. Sen üzülme; zaten üzülemezsin. Dedik bir kere adın Said ya... 

Sevincin eline peşin peşin verilmiş. Haydi yolun açık olsun. 

Kâinat kitabını, Kur’ân kitabını o çok sevdiğinin irşadıyla okuyacaksın. Sarı çiçeklere bize selâm verdirdin, bulutları bize gösterdin, suskun sandığımız yıldızların tercümesini bize yaptın, karıncaların cumhuriyetçi olduğunu bize duyurdun, âlemi Esmâ Esmâ okudun, okuttun ya... aşk olsun!

Artık sen dünyanın merkezindesin. Artık nicedir kapatılan kapıları açmak içinsin. Ya Fettah...

Belki de “Barla” öyle bir yerdi. Ve seni kuş uçar; kervan geçmez yere [sürgün veresin diye] sürdüler. 

Seni “ters köşeye” yatırdıklarını sananlar; burasının “ders köşesi” olacağını nereden bileceklerdi!

Bilseler zaten gelip [adam gibi] çayını içip derslerini alıp hayatın şifresini akllarına ve kalplerine bırakıp giderlerdi, ama ki lâkin (bırakıp) gittiler. 

Zaten insan [dediğin] bir şeyler bırakıp gider; değilse [bırakıp] gider. Bin türlü sıkıntıyı da ardında bırakarak...

Şimdi onların adreslerinde yeller eserken... 

[Senin yattığın yer belli değil olsa da yaptığın ettiğin belli: “İnsan geldiğimiz dünyadan insan gitmek... Bütün hedefin bu: İnsanlığın kıvamını bulmak, buldurmak...] 

...senin eserlerin/Sözler’in ve eser olmuş hayatın artık dillere destan...

Köyünün adı Nurs... “Nurslu” anlamında “Nursî” de soyadı... 

“Gerçek” adını soruyorsanız onu da yazayım. Bu aynı zamanda her fâninin öz adı... Kırk yıllık tahsilimde öğrendim dediği işte bu adlar, sıfatlar, zarflar, zamirler yani insanın hakikî kimliği:

Adı: Âciz...

Soyadı: Fakir...

İşi: Şefkat ve tefekkür...

Kendisi söylüyor. İşte onlarca yıllık tahsilinin muhassalası yani özeti: Acziyet, fakriyet, şefkat, tefekkür. 

Böyle/ce kendini tanır. Bu dört kelime ile...

Birkaç şeyi kaldırmakla güçlü, birkaç ev-araba almakla zengin olunmuyor, demek ister. Bir şefkat (eli) sana çamurdan sebzeler, oduna takılı meyveler gönderiyor. 

İşte bu yüzden diyor ki Yunus:

“Bana rahmet yerden yağar;

Benim yüzüm yerde gerek...” 

Secdeyi böyle anlatıyor. Yerden (bunca) yağanlara teşekkür için alnım yere değmeli diyor. 

Heey! Çamurun içinden buğday çıkar mı! Çamur nerde; buğday nerde! Biber kokmaz ki toprak. Ne elma elma kokar; ne nar nar! Lâkin yüz binlerce sır var toprakta. Armudun sırrı, tavuğun sırrı, çamın, çınarın sırrı... 

Bizi ipekten şefkatlere saranı kalbimize sarmayacak mıyız! Alnımı okşayan rüzgârı göndereni, yumuşacık adımlarla beni gezdireni, gözüme nurlar takanı, kulağımı şenlendireni, kalbimi sevdalandıranı tefekkür edip sevmeyecek miyim! 

Bir gün her kesimden koca bi’ topluluğa sormuştum: “İçinizde zengin var mı?” diye. 

Kimse üstüne alınmadı; iyi mi! Belki çıkışta benim para pul isteyeceğimi tahmin ettiler!

Belki herkes içinde belli olmak istemediler! Belki mütevazılığa leke sürülmesinden çekindiler!

Belki şu, belki bu, ama kimse el-parmak kaldırmadı! Tebessüm ettiler, meraklandılar ki lâf hangi kapıyı çalacak!

Her türlü merak gözlerime dolunca üzerlerine ya kaynar ya buz gibi suyu boca edecektim: “Söylemiş miydim; yıldız satın alamayan herkes fakirdir.”

Okunma Sayısı: 2201
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    11.10.2019 10:09:14

    Hocam,yüreğine, 'dil'ine sağlık. Yeniden edebiyatın ölmediğini, yaşadığını, 'nurlu edebiyatınla' bizlere hatırlattığın,sevdirdiğın için, binler dua ve tebrikler bu pınar akmaya devam etsin inşaallah...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı