"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haydi Cennete

Ali Rıza AYDIN
22 Ağustos 2019, Perşembe
Her şeyin bir bedeli olduğu gibi, ahiret yurdunun sakinleri olmanın bedeli de emirlere uyup, nehiylerden kaçınmak; O’nun yoluna îsâl edecek hayırlı hizmetlere canla, malla, akılla, bedenle omuz vermektir.

Risale-i Nur’da ifade edildiği üzere, “Cennet ucuz olmadığı gibi, Cehennem de lüzumsuz değil.” 1

Birincisi için, yukarıda belirttiğimiz maddî manevî bedel; ikincisine de -maazallah- yanmak için odun (!) gerekir.

Her ne kadar, günümüzde, bir hayır hizmeti olduğunda bazı insanlar, imkan sahibi oldukları hâlde işin arka tarafından sıvışsalar da, Saâdet Asrında, Allah adına, İslâm adına bir hizmet görüleceği ya da harbe gidileceği zaman, sahabe, canı da dâhil olmak üzere, verebileceği her ne varsa verirmiş.

Almak herkesin hoşuna gider, ama vermek pek öyle değil!

Çilekeşler, ehl-i himmet kimseler, bu husustan müstesnâ.

Bir gün, Mustafa Küçükoğlu kardeşimiz, peygamberler diyarı Şanlı Urfa ile alâkalı sohbetlerinin birinde, bir zattan bahisle, vermenin zorluğuna dair şu anekdotu nakletmişti:

Hatırımda kaldığı kadarıyla, Urfa cemaatinden bilindik bir kimse, bir maddî hizmete dâvet edildiği, teşvik edildiği zaman vermeye o kadar zorlanırmış ki, elini cebine atamazmış. Arkadaşlarına;

“Kardeşim, biriniz gelin, şu parayı cebimden alın” dermiş.

Verme işi, bir sehâvet işidir. 

Hele ki, söz konusu olan, Cennetse…

Çünkü Cennet hülyasının dünü, bugünü yok! Kim istemez oralara, lütfedilip, girmeyi?

Efendimizin (asm) kutlu zamanından bir vakayı Hz. Enes’ten (ra) dinleyelim:

“Bedir Harbi başlamadan evvel, Resûlullah (asm): ‘Eni yer ve gökten daha geniş olan Cenneti kazanmak için kalkın haydi buyurdu.

“Umeyr bin Humam’da: ‘Eni yer ve gökler kadar geniş olan Cennete, öyle mi?’ dedi. 

Efendimiz (asm):

“Evet’ deyince, Umeyr hayretinden:

“Çok güzel, çok güzel” dedi. 

Resûlullah da (asm):

“Neden çok güzel çok güzel diyorsun?’ buyurdu.

Umeyr: ‘Yâ Resûlullah Cennet ehli olmayı ümit ederek öyle söyledim, başka sebeple değil.’ Resûlullah da (asm), ‘Sen onu kazandın’ buyurdu.

Bu konuşmadan sonra Umeyr okluğundan birkaç hurma çıkardı. 

Tam yemeye başlamıştı ki, kendi kendine:

“Şu hurmaları yiyene kadar yaşamak uzun bir hayattır’ dedi ve yanındaki hurmaları atarak, şehid oluncaya kadar müşriklerle savaştı.”  2

Hakk’a hizmet işte bu!

Allah (cc) onlardan ebeden razı olsun.

Hak yolunda cihad için, kimi malını verir; kimisi de canını…

Rızasına ermek için.

Dipnotlar:

1- Said Nursî,  Şuâlar, 436. 2- Yusuf Kandehlevî, Hayatü’s-Sahabe, 1: 407 (Müslim, Bidaye,3: 277; Beyhaki, 9: 99.) 

Okunma Sayısı: 1600
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    22.8.2019 11:31:28

    Oklarımız 50 dilde risale.Hedefte 8 milyar.Her birimizin 8 milyardan bir çoğuna ulaşma imkanımız var..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı