"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kul olmanın şerefi

Ali Rıza AYDIN
23 Mayıs 2019, Perşembe
Genel tarifi itibariyle kul, yaratılmış her varlığın adıdır.

Buna göre, dinli dinsiz, yaratılan her insan, kuldur. Kaynaklarda, ibadet eden, itâat eden, hizmet eden, insan; Allah’ın yarattığı mahlûk ve abd olarak ifade edilmektedir kul.

Ayrıca,  Osmanlı zamanında devşirme yoluyla toplanan gençler, esir ve kölelerden meydana gelen askerin her biri, “kapı kulu”, “kul kâhyası” tabirlerinden anlaşılacağı üzere, sultana bağlı asker ve hizmetliye de kul denir.

Yaradan’a kulluk ise, insanlara lütfedilen en değerli bir makam. Zira Yücelere muhatap olanlar, yücelirler.

Kulluk ve itaat Allah’a yapılıyorsa abd “hür insan”, kula itaat ediliyorsa “köle” mânasına gelir. 1

Bunun içindir ki, Yunus Emre;

“Sen Sultansın ben kulam sen gülsin ben bülbilem /Hükmün âleme yiter ne kim var kul üstüne” 2 diyerek kul olmanın, yani âbid olmanın üstünde bir makamın olamayacağını ifade ediyor, şiir diliyle.

Kur’ân-ı Kerîm’de, insanların en faziletlisi olan Hz. Peygamberimiz (asm) için; ayrıca diğer peygamberler, cinler, hatta melekler için “kul” kelimesi kullanılmıştır:

“Mesih de, gözde melekler de Allah’a kul olmaktan asla çekinmezler. Kim O’na kulluktan çekinir ve büyüklük taslarsa, bilsin ki, O, hepsini huzuruna toplayacaktır.” 3

“Kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescidi Haram’dan (Mekke’den), kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya (Kudüs’e) götüren Allah’ın şanı yücedir.” 4

“Cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etmeleri için yaratmışımdır.” 5

“Göklerde ve yerde olan her şey Rahman’a baş eğmiş kul olarak gelecektir.” 6

İşte bu sırrı keşfeden, bu büyük makamı fark eden bir kimse, bir gün, Hz. Musa’nın (as), önüne geçiyor ve ona şöyle diyor:

“Yâ Musa, Allah’ınla görüştüğün zaman benim hâlimi bir sor.”

Hz. Musa da (as) Rabbi ile mülâkî olduğu zaman, soruyor.

Döndüğünde, o kimseye; “Allah senin için, ‘O kulum Cehennemlik’ dedi” diyor.

Bunu duyan adam, başlıyor oynamaya.

Hz. Musa (as) adama:

“Allah senin için ‘Cehennemlik’ dedi, ama görüyorum ki sen seviniyor, oynuyorsun. Neden?” diye sorduğunda o kimse;

“Allah, bana, ‘kulum’ dedi ya, o bana yeter” diyor.

Biz de, bugün, Risale-i Nur’daki Yemek Duâsı olarak okuduğumuz o muhteşem metin ile Cenab-ı Hakk’a niyazımızda, “Bizi Kendine ‘kul’ kabul et” 7 demiyor muyuz?

Ne olduğunu, nereden geldiğini ve nereye gideceğini 8 idrak eden her insan, Allah için ifa ettiği kulluk vazifesinde kusur etmemeye özen gösterdiği gibi; O’nun emirlerini yerine getirip rızasını kazanma yolunda da; 

O’na, tereddütsüz en yürekten iman ile bağlanır.

Vecde gelip, “Kul eyleye” sevdâsıyla dağlanır.

Dipnotlar:

1. TDV İslâm Ansiklopedisi, 1: 57. 2. F. K. Timurtaş, Yunus Emre Divanı, 180. 3. Nisâ Sûresi, 172; 4. İsrâ Sûresi, 1. 5. Zâriyât Sûresi, 56. 6. Meryem Sûresi, 93. 7. Said Nursî, Sözler, 23. 8. age, 215. 

Okunma Sayısı: 1491
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı