Tarih: 17 Mart 2019 Pazar.
Yeni Asya’nın 50. Sene-i devriyesini kutlamak üzere Ankara’da, Afitab Kültür Merkezi’ndeyiz…
Serdar Beykoz Bey kardeşimizin sunumunu yaptığı program, beş başlık altında, planlandığı üzere icra edildi.
Ali Vapurlu’nun ve Ömer Yavuzyiğitoğlu’nun yapmış oldukları nezih konuşmalarla bilmediklerimizi, bildik; bildiklerimizi tazeledik.
Hasan Feyzi Ağabey’in şiirleriyle feyizlendik, duygulandık, inledik.
Plâkete lâyık görülenlerin sahnedeki vaziyetleri ise, güne ayrı bir renk kattı; kimini de, ağlattı. Plâkete aday beş kişiden biri olan Mehmet Yücetürk Ağabey sağlık sorununa, Yeni Asya tiryakisi İsmail Yaman Ağabey ise takatsizliğine rağmen, merasimde yerlerini aldılar.
“Duruş”u ibretle, hayretle; eşinin mahpushâne çantasını hazır tutan değerli Hanımefendiyi ise, takdirle izledik.
Plâket takdiminde, sıra bize geldiğinde, sahnede grup resmi çektirmek için hazır bulunan muhterem ağabeylerin varlığı ve zamanın darlığı sebebiyle, dâvetlilerimize hitabımız, ancak;
“Böylesi güzel sunum ve güzel konuşmaların üzerine ne denir?” dedikten sonra;
“Hepiniz bilirsiniz ki, dâvâ işi, bir sevdâ işi.
Çünkü dâvâsı büyük olanın, sevdâsı da büyük olur. Sevdâsı büyük olanın, hülyası da büyük olur.
İşte, Yeni Asya da büyük bir dâvânın, büyük bir sevdânın ve büyük bir hülyanın ürünüdür” diyebildik.
Ve tebrik…
Zaman el verseydi, yine, Şoför Hamdi’den bahisle, “Önce, inanmanın; inandıktan sonra da evirip çevirmeden, adam gibi çalışmanın lüzumuna temas ettikten sonra, 70’li yılların Yeni Asya’sının “Tefekkür” köşesinde çıkan, Hekimoğlu İsmailin, “Büyük dâvâlarla iştigal eden adamlar, büyük adamlardır. Büyük adamların dert ve sıkıntıları da büyük olur” sözünü nazara verecektik.
İnşaallah nasip olur, başka zaman söyleriz.