Kalp, maddî yapısı itibariyle, insan vücudunu kuşatan 40 bin kilometre uzunluğundaki kılcal damar ağına ürettiği temiz kanı dur durak bilmeden, mütemadiyen pompalayan 1 hilkat-i Rabbânî bir uzuv.
Manası itibariyle ise kalp/yürek, canevi, gönül, iç, ruh, his, duygu; Allah aşkının, Peygamber (asm) sevgisinin ve imanın mahalli; muhabbetin, sıfat ve esma-i İlâhiyenin tecelligâhı, feyizlerin aynası; yani, bütün manevî lâtifelerin mekân tuttuğu yerdir.
Ayrıca, derin üzüntü için, kalp acısı; aşktan doğan üzüntüye, kalp ağrısı; ruhun hissettiklerine, fehmettiklerine, kalp gözü; güzel bir söz ya da davranışla birinin sevgisini kazanmaya, kalp yapmak veya kalp kazanmak gibi pek çok deyim, mecâzî olarak, kalbe atfen denilmiş.
“Hazreti Lokman, Eyüp aleyhisselâm ile akraba; onun peygamber değil, hikmet sahibi bir zat olduğu İslâm âlimlerinin ekseriyetinin müşterek kanaatidir.
“Hikmet”, nazarî ilimleri elde ettikten sonra kazanılan ruhî olgunluk, söz ve davranışlarındaki isabet melekesidir.
“Zemahşerî’nin ‘Keşşâf’ isimli tefsir kitabında, onun hikmetlerinden bir örnek olmak üzere şu hâdise nakledilmektedir: “Bir gün Davud Peygamber, Lokman’dan, bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesini istemiş; Lokman’da, ona kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirmiş. Birkaç gün geçince Davud aleyhisselâm, bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini istemiş; o, yine dilini ve yüreğini getirmiş.
Hz. Davud, sebebini sorması üzerine Lokman şöyle demiş: “Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa, yine bunlardan daha kötüsü olmaz.” 2
İşte iki uzvun etten öte, iç yüzü!
Bir insanın, iyi niyetli bir kimse oluşunu ifade etme maksadıyla, “Kalbim temiz” demesi yetmediği gibi; dilinin de dizginini zapt etmesi gerekir. Aksi hâlde, ne sâfî kalpten sudur etmesi beklenen güzellikler, ne de tatlı dilden beklenen özellikler gerçekleşir.
Zira hadis-i şeriflerinde, Peygamber Efendimiz (asm); “Şüphesiz Allah, sizin bedeninize, görünüşünüze ve mallarınıza değil, kalplerinize kıymet verir” 3 buyurmaktadır.
Dilin ehemmiyetini ise, “Allah katında amellerin en sevimlisi dili muhafaza etmektir” 4 hadis-i şerifleri ile nazara veriyor.
Bize düşen, bu iki uzvu, maksadına mâtuf yolda kullanmak!
Dipnotlar:
1- Wikipedia, Kılcal damarlar.
2- Lokman Sûresi, 12, (Meal açıklaması: Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Açıklamalı Meali, Hâdimü’l-harameyni’ş-şerifeyn Kral Fehd Mushaf-ı Şerif Basım Kurumu Yayını, 1992).
3- Müslim, Birr, 33.
4- Camiü’s-Sağîr, 1: 82 (Beyhakî’nin Şi’bü’l-Îman’ı).