Barla kahramanlarından, Barla birinci Medrese-i Nuriye kahramanlarından İlama’lı Sabri.

Hani 33 yaşında vefat etmişti ya. Arkasında dul bir eş ve üç kız çocuğu bırakmıştı. Çocuklardan en büyüğü 8 yaşındaydı. Adı mı? Adı: Rafiye.

Rafiye diyor ki:

‘’Babam vefat ettiğinde 33 yaşındaydı. Biz üç kız çocuğu kaldık. En büyükleri bendim. 8 yaşındaydım. Babam iyi bir insandı. Namazında niyazında. Kimseye bir zararı olmazdı.

Babam sabah namazlarını Üstad’la beraber kılmak için İlama’dan Barla’ya yaya olarak giderdi. Bir defasında yine sabah namazını kılmak için üç arkadaşıyla yaya olarak Barla’ya gitmek için buluşurlar. Çok kar yağdığı için üç arkadaşı gitmekten vazgeçer; ama babam vazgeçmez ve Barla’nın yolunu tutar. ‘Öleceksem bu yolda öleyim.’ der. Barla’ya vardığında sırılsıklam olmuştur.’’ 1

 O ıslaklıkla Üstadının arkasında namaza durur. Namazdan sonra tekrar o kışta İlama’nın yolunu tutar. Çok üşümüştür. Buz kesmiştir. O karda düşe kalka, adeta kar üstünde emeklercesine evine varır.

Hani bir defasında, ders yaparken muazzez Üstad demişti ya, Nurun ikinci kahramanı Hulusi Ağabeye: ‘’ Eğer siz eski zamanda olsaydınız, bu dersleri, bu hakikatleri gelip dinlemek için, kilometrelerce uzaktan buraya diz üstü sürüne sürüne gelirdiniz.’’ 2

Emirdağ’lı merhum Mehmet Çalışkan Ağabey de bir hatırasında diyecekti ki: Bir gün Üstad bize; siz nasıl bir Üstadın talebeleri olduğunuzu bilmiyorsunuz. Eğer bilseydiniz, uzak mesafelerden diz üstü emekliye emekliye gelirdiniz.’’

Yine birgün Barla’da ders esnasında demişti ki: ‘’Eğer siz Risale-i Nur’un mahiyetini bilseydiniz, abdest aldığınız çeşmeden buraya kadar sürünerek gelirdiniz.’’ 3

Bir Hadis-i Şerif var, İbn-i Mace Fiten de geçen: ‘’Sizden kim ona yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin ona katılsın.’’ Aynı Hadis, Celâlettin Süyutinin tasnifinden hadisler’de de geçmektedir.

Ey bu Hadislerin sırına mazhar olmuş yiğitler, Ey İlama’lı Sabri’ler size medyunu şükranız.

Kızı Rafiye, anlatmaya devam ediyor:

‘’Babam, Barla’dan eve gelene kadar (hava kar, hava buz, hava soğuk) hasta olur. Üstadın arkasında kıldığı bu sabah namazı babamın son namazı olur. Babam hastalandıktan üç-dört gün sonra vafat etti.’’

Üstadı Bediüzzaman İlama’lı Sabri için diyecekti ki: ‘’ Talebelerim içinde kalemsiz oldukları halde samimiyetin ve imanın zirvesindeydi.’’ 4

33 yaşında, arkasında üç küçük kız çocuğu bıraktı İlama’lı Sabri. Geride kalanlara ne oldu? İlama’lı Sabri’nin geride bıraktığı üç küçük kıza ne oldu? Bir dul kadınla üç küçük yavrucak neler yaşadılar? Nasıl bir hayatları oldu? Geçimleri nasıldı? Tutan oldu mu ellerinden? Bilinmez…

Bu gün, Nur Talebeleri’nin önünde, araştırmacıların önünde  mutlaka araştırmaları gereken bir konu var: Bediüzzaman’ın yol arkadaşlarının arkada bıraktıkları çoluk çocukları nasıl bir hayat yaşadılar?

Acaba o asrın gaddar zalimleri tarafından; bunlarda nasıl olsa babalarının yolunda giderler diye, yüz üstü mü bırakıldılar? Bakanları, edenleri oldu mu sahi?

Bu çileli hayatların, mutlaka araştırılması ve yazıya geçirilmesi temennisiyle….

Dipnot:

1- Himmet Koçoğlu, Isparta Kahramanları, Nesil yay, s.112.

2- age, s.198.

3- age, s.198.

4- Bediüzzaman Said Nursi, Lem’alar, YAN. s. 213.