Toplumumuzun dizilerden ne kadar etkilendiği malûm. Bir karakterin giyiniş tarzından tut ev dekorasyonuna, oturuş biçiminden tut renk seçimine bir karakteri taklit etmeye çalışıyor insanımız.
Fakat bunların hiçbirisi sırıtmazken dizilerdeki konuşmaları hayatına zorla sokmaya çalışmak 32 dişiyle birden sırıtıyor. Bilhassa tarih dizilerinde.
Düşünsene camiye giderken Diriliş'i fazla kaçırmış Hüseyin Emmiyle, Hacı Şerif’in yolda ki diyoloğunu.
- Hacı Şerif bilesin ki bu imam artık haddi aşmıştır!
- Hayırdır Hüseyin Emmi ne ola ki?
- Caminin kıyısında balalar top oynar. Alıp pusatımla keserim bana horozlanır, balaları camiden kaçırırım deyuu.
- Doğru der, Hüseyin Emmi. Hem Balalar top oynamalı, oynamalı ki serilip, serpilip Takım-ı Millimize hizmet edeler.
- Sen ne topundan bahsedersin Hacı Şerif. Şer odakları etrafımızı sarmış, var gücüyle üstümüze gelmektedir. Vakit top oynama vakti midir?!
- Ya ne vaktidir? Galibiyet yek cenk meydanında olunca mı galibiyettir.
- Neyse Hacı Şerif duâ et camiye gelmişiktir, yoksa bastonumdan nasibini alırdın.