"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sabahattin Ağabeyim…

Cenk ÇALIK
11 Mart 2021, Perşembe
İlk karşılaşmamız Burdur seyahatime denk gelmişti.

Ciddî, kendinden emin ve tevazuu ilk dikkatimi çeken özelliklerindendi. Burdur’a niçin geldiğimi sorunca, ülkemizdeki bütün illeri görmek gibi gayem var. Ziyaret ettiğim illerin özellikle tarihi yerlerini gezmeyi çok seviyorum. Burdur’un da ulu camisi, müzesi ve tarihi konaklarının olduğunu söyleyince, “yani Burdur’a konak gezmek için mi geldin?” sorusunu tebessümle yâd ediyorum.

Pandemiden önce yapılan son umumî meşveretteki konuşmasını hatırlıyorum. Lisan-ı halinden, ses tonundan ve zaman zaman kullandığı kelimelerden sinirli olduğu belliydi. Sebebi ise, yönetim kuruluna seçilen bazı ağabeylerin anlaşamamasıydı. Bu sebeple mahcubiyeti vardı. “Bize verdiğiniz görevi ifa edemedik” ifadesi ruhuma tesir etti. Zira, kendi hatası olmasa bile sorumluluğu alan, hizmet edememenin üzüntüsünü yaşayan ve hadiselerin şahs-ı mane- viye, tesanüde, uhuvvete zarar vereceğinden endişelenen bir dâvâ adamının samimiyetine şahit olmuştum. Konuşmasının sonuna doğru “kusura bakmayın biraz sinirli konuştum, kalbinizi kırdıysam, haddimi aştıysam özür dilerim” mealindeki ifadeleri naif bir fıtrata sahip olduğu kadar İhlâs Risalesi’nin ikinci düsturuna da azamî ölçüde riayet ettiğini gösteriyordu.

Pandemi sonrasında, birçok medresemizin derslerini jitsi meet, zoom, youtube gibi dijital ortamlardan yapması ve buna paralel olarak online hizmetlerin artması daha sık görüşmemize vesile oldu. Zira, Sabahattin Ağabeyim Bilişim Heyeti Koordinatörüydü. Bu sebeple watsapp ve signal gibi hizmetle alâkalı grupların bir çoğunda beraberdik. Gayretini, ihlâsını, şahs-ı maneviye olan bağlılığını daha yakından tanıma imkanım oldu.

27.06.2020 tarihinde EuroNur’da yayınlanan “Hizmet düsturlarıyla hizmet edebilmek” başlıklı söyleşimiz, kıymetli ağabeyimden birçok mevzuda daha çok istifade etmeme vesile oldu. Bu söyleşi bana teorik olarak duyduğum, okuduğum, ama çok yaşamadığım hakikatleri ihtar etti. Birkaçını paylaşmak istiyorum:

Evvelâ, sorduğum bütün sorulara “her şeyi biliyormuş!” edasıyla değil son derece tevazulu ve kendini aradan çıkartıp şahs-ı maneviyi, Risale-i Nur’u ön plana çıkaran bir yaklaşımla cevap veriyordu. Öyle ki zaman zaman abarttığını bile düşündüm. Risale-i Nur’dan ilgili pasajı okuyup, “Çağın hastalığının enaniyet olduğunu söylebilir miyiz?” soruma “Ben hep belirtiyorum. Bu sorulara şahıs olarak cevap yetiştiremezsiniz. Benim kariham veya herhangi bir şahsın karihası bu soruları mükemmel cevaplayamaz. Ama biz cemaat olarak, yaşadığımızda bu sorunların bütün cevapları verilebilir.” cümleleri nefsime indirilen tokat gibiydi.

Saniyen, meşveret, şûrâ, şahs-ı manevî ekseninde hizmetleri anlamak ve yaşamak gerektiğini vurgulamıştı. Müslümanların temel sorunu her alanda (siyaset, aile, cemaat vb.) etkin bir sistemin olmayışı ve şahsa bağlılıktı. Lider ya da şeyh gittiğinde siyasî parti veya tarikatın da dağılması kaçınılmazdı. Bu sebeple herkesi kucaklayan, her hakkı koruyan, kimseye ayrıcalık tanımayan bir sisteme ve kaidelere ihtiyaç duyuluyordu. İşte Hizmet Rehberi kitabı ve Meşveret Sistemi Kitapçığımız, Yeni Asya’nın Hizmetinin menbaı demekti.

Salisen, “Yaşı ne olursa olsun, Risale-i Nurlar’a gönül vermiş, Allah bu kardeşimize iman hizmet yapmayı lütfetmiş, Allah’ın seçtiği birisine ben nasıl hürmet etmem lâzım? diye düşünmemiz gerekir. Allah’ın emaneti gibi itinayla onu kucaklamam lâzım. Karşınızda kim var? Evliyadan daha üstün makama çıkmış Nur Talebesi var. İttihad ve tesanüdü gözetenler veliden daha fazla makam alıyor diyor Üstadımız...” İşte bu cümleler, bütün Nur Talebelerine en başta yapması gerekenin hizmet değil, dayanışma ve uhuvvet olduğunu ihtar ediyordu.

Bunlar gibi birçok konuda hamd olsun Sabahattin Ağabeyimden istifade ettim. Gönül elbetteki birlikte daha uzun yıllar hizmet etmeyi arzu ediyordu. Takdir böyle olunca bize de rıza göstermek ve sabretmek düşüyor. “Günah cihetinde öldü, ama sevap cihetinde yaşamaya devam edecek inşallah.” Vazifesini yaptı, terhisini aldı, 124 bin peygambere kavuştu. Darısı bizim başımıza. Rabbim cümlemizi hakkıyla vazifesini yapıp, sevdiklerine kavuşanlardan eylesin...

Okunma Sayısı: 2317
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai MUMCU

    11.3.2021 18:01:25

    Öyle bir EKSIKLIGIMIZ ORTAYA CIKTI KI keske bu tür bilgileri bu zat ve bu gibi zat-i muhteremler Saban Dögen, Halil Uslu gibi hayattayken sahip olup SAHS-I MANEVIYEYI yüceltmek gayesinde müfritane irtibat askiyla yansaydik.

  • Said Yüksekdağ

    11.3.2021 16:57:06

    Allah gani gani rahmet eylesin... Âmin...

  • Abdurrahman

    11.3.2021 14:34:31

    Cenabı Hak gani gani rahmet eylesin...

  • Recep ziftci

    11.3.2021 10:12:54

    Allah razı olsun mevlam sebahattin abimize rahmet etsin

  • Ramazan

    11.3.2021 01:40:48

    Nazik ve müspet ifaderiniz, içimizdeki hasret hararetini ferahlattı. Kaleminize sağlık, saygıdeğer ağabeyim.

  • Necati

    11.3.2021 00:37:15

    Allah rahmet eylesin. Uhuvvet, tesanüd ve ihlâsın ne derece önemli olduğunu, kardeşlerinizi tenkit etmemek, müsbet hareket, nur dairesindeki herkesin hürmet, saygıyı hal ettiğini çok daha iyi anlıyoruz. Sabahaddin ağabey bize yeni yaralar açmadan tedavinin önemini miras bıraktı diyebiliriz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı