Meclis’in, istişârenin ve ortak aklın devre dışı bırakıldığı, bütün kararların “tek kişi” tarafından verildiği “tek kişilik hükûmet”te diplomasinin dışlanmasıyla Türkiye “dış politika”da peşpeşe vahim çıkmazlara sürüklendi.
Suriye’de siyasi çözüm bir tarafa bırakılıp sözde “cihatçı” radikal unsurlarla, ecnebilerin taşeronu terör örgütleriyle işbirliği inadına sürdürüldü. Bunun çıkmaz olduğunu ikaz edenler “Esat’çılık”la hatta “vatan hâinliği”yle itham edildiler.
Ankara’dakilerin, küresel mihraklarca Suriye ordusuyla savaşmak üzere kurdurulan ve silâhlandırılıp maşa bağlanan, Türkiye üzerinden her türlü kaçakçılıkla “para ağı” kuran ÖSO ile ortak çalışıldı.
Ve Şam’la diyalogun imâsı üzerine küresel güçlerin “vekâlet savaşı”nda istimal ettikleri maşa militanların Türk Bayrağını yakıp “barışmayacağız!” pankartlarıyla, “defol Türkiye!” sloganlarıyla açığa çıkan fiyaskoda tam bir garabet sergileniyor.
ŞAM’LA İLİŞKİLER
Süreç, Soçi zirvesi sonrası Belgrad’da Suriye Dışişleri Bakanı ile ayaküstü görüşen Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun “Muhalefetle Suriye’deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi takdirde kalıcı bir barış olmaz, bunu hep söylüyoruz” ifadeleriyle tetiklendi.
Peşinden iktidar partisi Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı’nın “Şam ile ilişkiler direkt hale gelebilir, seviyesi de yükselebilir” ifadeleriyle vaziyet teyid edildi.
“Esad tahtından indirilmeden Suriye’ye barış gelmeyecektir; yansın Suriye, kahrolsun Esad!” çıkışlarıyla iktidardakilere “yol gösteren” Bahçeli de “Dışişleri Bakanımızın Suriyeli muhaliflerle Esad rejimi arasında barışın tesis edilmesi hususundaki yapıcı ve gerçekçi sözleri kalıcı çözüm arayışlarına güçlü bir nefestir. Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur” dedi.
“U DÖNÜŞÜ”NE DE MEDHİYELER!
En çarpıcısı, “Suriye politikası”nın da başkalarına havale edilmesi. İktidardakilerin yine yağ gibi üste çıkarılmasına yeltenilmesi. Yıllardır “iktidar cephesi”nin – “tek kişilik ucûbe yönetim”in Suriye’de serâpa zarara sokan sığ politikalarına övgüler dizen “yandaş medya”daki meddahların bu kez “Suriye ile yeni dönem” diye “u dönüşü”ne medhiyeler dizmeleri.
Dışişleri Bakanı’nın “Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğünü önemsiyoruz. Suriye’de kalıcı çözüm, siyasi çözümdür. Rejim ile muhalefetin anlaşması gerekiyor” açıklamasını nakledip, “Suriye’de kalıcı çözüm, siyasi çözümdür. Rejim ile muhalefetin anlaşması gerekiyor” deyip “barış ve istikrar Ankara’nın Şam’la işbirliğinden geçiyor” diye ahkâm kesmeleri.