Tarihinin en ağır ekonomik krizinde Ukrayna krizi ile Türkiye’nin gündemi dışa kayarken, içte gerçek gündeme dair bir yığın tartışma devam ediyor.
Bunlardan biri de daha iki hafta önce Isparta çapında günlerce elektriklerin kesilmesiyle elektrik dağıtımının peşkeş çekildiği dolar garantili ihaleleri alan “yandaş” şirketlerin hiçbir yatırım, bakım ve onarımı yapmadıklarının ortaya çıkmasıydı.
Bu hususta özellikle Bahçeli’nin partisinin grubunda, “Özel dağıtım şirketleri kârlılıklarını artırabilmek, işletme mâliyetlerini azaltabilmek için kestirme yollara tevessül etmektedir” yakınması dikkati çekmişti.
“2036 yılında kamuya dönecek olan dağıtım şirketlerinin içinin boşaltılmasına müsaade edilmemeli, denetim yetkisi TEDAŞ’a tekraren verilmeli; üretimi ve iletimiyle milli ve stratejik olan elektrik dağıtımı yeniden kamulaştırılıp devlet eliyle yapılmalı” uyarısıyla “sorumlular soruşturulsun” çağrısını yapmasıydı.
Ne var ki aynı gün muhalefetin Meclis’te verdiği önergesinin AKP’lilerin yanı sıra MHP’lilerce reddi yaman çelişkili hali “karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” deyimini hatırlattı.
Ve Isparta milletvekili Aylin Cesur’un Meclis kürsüsünde “Kesintilerin, yoklukların, kuyrukların, beceriksiz yönetimlerin Türkiye’sindeki Isparta’mızda yaşanan bu âfet bir beceriksizlik vesikası olarak siyasî iktidarın alnına yazılmıştır” tesbitini bir defa daha teyid etti…
İKRAR
“İç güçlerin işi” imiş…
Bir AKP Grup Başkanvekili, “Bu zamları devlet yapmıyor, uluslar arası piyasalardan gelen zamların yansıtılmasıdır” diye suçu yine “dış güçler”in üzerine atmış.
Görünen o ki daha önce pahalılığı “düşman!” ilân ettiği soğan-patates fiyatlarına, azan enflasyonu marketlere fatura eden siyasî iktidar, şimdi de zamları “uluslar arası piyasalar”a ihale etme peşinde.
Ne var ki daha göreve başladığının ilk günlerinde Hazine ve Maliye Bakanı’nın “Dışarıdan herhangi bir saldırı yok! Çok net söylüyorum, içeride birkaç manipülatif, spekülatif işlemeler var” ikrarı Cumhurbaşkanı’nın öteden beri ileri sürdüğü “dış güçler” iddiasını peşinen boşa çıkarıyor.
Ve bu tescil, İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in “Mağazalar, fırınlar, restoranlar isyanda ama ilginçtir sanki zamların sorumlusu kendi değilmiş gibi Sayın Erdoğan da isyanda. Kim yaptı kardeşim bu zamları? Zamları ben mi yaptım!” tepkili sorusunu sorduruyor.
GARABET
Ülke sehven yönetiliyor
“Tek kişilik hükûmet”in antidemokratik uygulamalarının başında “partili Cumhurbaşkanı”nın tek başına “kanun hükmünde kararname” yetkisiyle Meclis’in yasama ve denetim yetkisinin gasbı geliyor.
Öncelikle çıkarılan kararnamelerin yarısına yakınının “yanlışlıkların düzeltilmesi”yle değiştirilmesi, gece yarısı yasaları gibi bazılarında tarihin bile unutulduğu fahiş hatalı apar topar kararnamelerin sekiz-on kere “yenilenmesi” “ucûbe sistem”in zafiyetini ele veriyor.
9 Temmuz 2018’de geçilen “ucûbe sistem”de -daha 2021’in başında- Resmî Gazete’de yayımlanan 55 kararnamenin 31’inin “bazı Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde değişiklik yapılması hakkında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi” başlığıyla 24 adet “değişiklik kararnamesi”yle düzeltilmesi; “sehven kararname” düzeltmelerinde bile “sehiv” yapılması, tek imzalı kararnamelerin de istişâresiz, araştırılıp müzâkere edilmeden, alelâcele, tutarsız ve öngörüsüz çıkarıldığı garabetini ele veriyor.
Bundandır ki en son gıda ürünlerinde KDV’nin yüzde 18’den 1’e düşürüldüğü kararnamede kırmızı etin KDV’sinin “yüzde 18” olarak Resmî Gazete’de yayımlandıktan sonra “sehven” denilerek “düzeltilmesi” düzeltilmesi, “ülkeyi de sehven yönetiyorlar” yorumuna yol açıyor.
HAFTANIN SÖZÜ
Kutuplaşmayı değil, istişare ve uzlaşmayı esas aldık
“Etkin ve katılımcı yasama, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim, tarafsız ve bağımsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, âdil, demokratik sistemi inşa etme kararlığındayız. Çok uzun zamandır kutuplaştırılmış ve ‘tek adam yönetimi’nde Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik ve siyasî krizini uzlaşarak birlik içerisinde aşma irâdesi milletimiz için umut ışığı olmuştur. Zira kutuplaşmayı değil, istişare ve uzlaşmayı esas aldık.”
Gültekin Uysal, Demokrat Parti Genel Başkanı