"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

TV’lerdeki iftar programlarında ne eksik?

Cihan CAMBAZ
18 Temmuz 2013, Perşembe
Ramazan’ın en sevdiğim hallerinden biri de merakla takip ettiğim iftar ve sahur programlarıdır.

İftar öncesi bir iftar programı benim için vazgeçilmezdir. Hele arkada İstanbul silüeti varsa… İftar programlarındaki konuşmacıların, yazarların, araştırmacıların Ramazan’a ve hayata dair serdettiği sözler, hayat tecrübeleri, tefekkürleri akıl ve kalp dünyamın nispeten açık olduğu Ramazan mevsiminde bir gıda niteliği taşımaktadır. Bu sahur programları için de nispeten geçerli bir düşünce benim için.
Buraya kadar ifade ettiklerim Ramazan programlarına dair (iftar, sahur vb) genel kanaatim. Gel gelelim işin ayrıntısına indiğimde bu programlarda hissettiğim eksiklikler, hatta birazdan tarif edeceğim üzere ehl-i sünnete muhalif söylemler mevcut. Şimdi kısa başlıklarla sizinle paylaşacağım…

SUALLERİN CEVABI NUR RİSALELERİNDE…
Evet iftar programlarında fark ettiğim en önemli eksik açıkça söylemem gerekirse Risâle-i Nur…
Bu satırların yazıldığı sırada daha altıncı programı seyretmekteyim, ama şimdiye kadar fark ettiğim en önemli boşluk Risale-i Nur’daki hakikatlerin olmaması… Orucun hikmeti, Ramazanda orucun hikmeti, Ramazan’da Kur’ân’ın inmesinin hikmeti, orucun şahsî-içtimâî hayata bakan vecihleri, açlığın hikmeti ve daha bir çok konuda açıklayıcı bilgiye, ne yazıktır ki, ulaşamadım. Soru soruluyor, cevap ise ya bir şiir, ya da geçmişte yaşanmış bir kıssanın nakliyle izah edilmeye çalışılıyor... Ne yazık ki bir genç olarak cevaplar beni, belki birçok kişiyi tatmin edecek keyfiyette değil.
Bir başka örnek; “İnsan neden duâ etmelidir? Duâya Allah’ın ihtiyacı mı var? Her duâmız neden kabul olmuyor?” gibi cevabı Risale-i Nur’da açıkça ve akıl-kalbi ikna edici bir şekilde yazılmış/yazdırılmış suâller var. Örnekler o kadar çok ki, izleyici soruyor, cevap Risale-i Nur’da. Bunun onlarca örneği var.

BU ASRA UYGUN BİR TEFSİR: RİSALE-İ NUR…
Oysa Risale-i Nur bu asrın insanının imanî ve İslâmî konulardaki suallerine ve şüphelerine en muknî bir şekilde cevaplar getiriyor. Hem de ruh-i aslîyi rencide etmeden... Ve de insanları rencide etmeden, kızmadan, küçümsemeden… Madem böyle bir Kur’ân tefsiri var ve onu dünya okuyor... Ve Amerika’da, İngiltere’de, Rusya’da insanlar bu eserle imanlarını kurtarıyor... O halde neden böyle bir Kur’ân tefsirine bîgâne kalınıyor.
Risale-i Nur kimin?
Evet ben bu serzenişler içinde bocalarken, aklıma şöyle bir soru geliyor. Risale-i Nur kimin? Buyrun cevaplamaya çalışalım:
Risale-i Nur kimin?
Nurcuların. Hayır.
Belli bir cemaatin. Hayır.
Şu grubun, şu cemaatin hayır.
Ya kimin? Bu asrın insanının.
Zira bu asrın insanının iman ve İslâm ile ilgili şüphe ve suallerine mukabil onları ikna ve izah edici bir şekilde yazılmış, ilhamen yazdırılmış. Yani bu asrın insanı için ikram edilmiş. Hem de bütün ikramlar gibi Cenâb-ı Hakk’ın ikramı.

RİSALE-İ NUR’U KİMLER OKUMALI?
İşte bu suâlin cevabı da çok önemli:
Nurcular? Evet.
Ehl-i tarikat? Kesinlikle.
Ehl-i tasavvuf? Mutlaka.
Hocalar? Ne olur okusunlar. Zira talebelerin sualleri çok.
Televizyon programcıları, sunucuları, konuşmacıları? Evet sizler de okuyunuz. Zira sizi, sualleri ve şüpheleri olan binlerce insan izliyor. Onları bu asra hediye edilmiş manevî bir gıdadan mahrum bırakmayın!
Hâsılı, Risale-i Nur’u herkes okumalı. Çünkü herkesin bu hakikatlere hava, ekmek ve su gibi ihtiyacı var.

AMACIMIZ...
Amacımız birilerini yermek değil kesinlikle. Zira dedik ya, başta Ramazan’ın en güzel hallerinden biri de Ramazan programları ve konuşmacıları. Bununla beraber fark ettiğimiz mühim bir eksikliğe, daha Ramazanın başındayken dikkat çekelim istedik. Sesimiz o cenahlara ulaşır mı bilinmez. Bizden yazmak. Cenâb-ı Hak ulaştırsın inşaallah.
Bakınız daha sahur programlarına geçemedik. Demek ki bu yazı iftara (programlarına) özel. İnşaallah sahur da bir sonraki yazıya…
Not: Kalp ve mide dairesine doğrudan bakan Ramazan ayında bir araya gelerek Çorum’da bir haftalık Risale-i Nur Okuma programı düzenleyen Çorumlu Süleyman ve Mehmet Ağabeylerimizi ve gazetemiz yazarlarından Abdülbaki Çimiç’i tebrik ederiz. Kalbin ve ruhun hayat derecelerine çıkmanız duâsıyla…

 

Okunma Sayısı: 1191
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı