Gündemi “ezana saygısızlık” başlığı altında kamuoyunu yanıltanlar, en az, ezana saygısızlık edenler kadar çok tehlikeli bir provokasyona imza attı.
Laik/anti-laik tartışmalarını hatırlayın. Toplum mühendisleri ülkeyi ve zihinleri bölmek için neler yapmadı…
Sadece ambalaj değişti. Ama temelinde söylemler aynı.
Provokasyon çıkışlı bu marjinal söylemler her zaman bu ülkeye zarar vermiştir. Sert çıkışlar kime ne fayda getirdiyse…
Toplumu yönetenler incitici, sert ve insanları galeyane getiren sözlerden kaçınmalı…
Bunu ben söylemiyorum.
Buyurun Şeyh Edebali’yi dinleyelim:
- Bundan sonra öfke bize; uysallık sana.
- Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.
- Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme!
- Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana.
- Üç kişiye acı; cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene.
- Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.
- Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin.
- Bey memleketten öte değildir. Bir savaş yalnızca bey için yapılmaz. Durmaya dinlenmeye hakkımız yok, çünkü zaman yok süre az.
- Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki toprağın tavda olduğunu bilebilsin.
- Faydalı ile faydasızı ayırt edebilenler, bilgi sahibi olanlardır.
- Namertle dost olma: Mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün.
- Hayvan olur semeri kalır; insan olur eseri kalır. Gidenin değil bırakmayanın ardından ağlamalı.
- Kibirliyle dost olma: Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.
- Sevgi dâvânın esası olmalıdır. Sevmek ise sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez.
*
Yeter mi?
Aslında yetmez. Şeyh Edebali’nin muazzam sözlerinden sadece bir demet sunduk o kadar.
Dememiz o ki;
Kutsal ve mukaddes saydığımız değerleri tartışmaya açmayın!
Bu, yangına benzinle gitmek kadar tehlike arz eder.
Bırakın her şey yerli yerinde kalsın. Kalmalı…
Devleti yönetenler Şeyh Edebali’nin öğretisini uygulamaya koysa, inanın devletin “beka” sorunu diye bir derdi (!) kalmaz.