Hatta Yeni Zelanda halkı İslâm dünyasına hassasiyetlerini göstermek amacıyla, katledilen cami önünde bir çember oluşturarak hem teröre karşı mesaj verdi, hem de ırkçı söylemlere karşı tek vücut olduklarını göstermiş oldu…

Irkçı ve marjinal söylem sahipleri, beklentilerin aksine, Müslüman - Hıristiyan çatışması umanlar avuçlarını yalayacak ve bu barış söylemleri daha gür bir sesle çıkacak.

*

Bu saldırının ardından Yeni Zelanda’da parlamento oturumuna Kur’ân-ı Kerîm okunarak başlaması ve Başbakan Jacinda Ardern’in “Esselâmü Aleyküm” diyerek selâmlaması manidardır. 

Kürsüde “Saldırganın adını asla telâffuz etmeyeceğim” sözleriyle aktarırken Yeni Zelanda’nın duyduğu üzüntüyü “En karanlık günlerimiz” ifadeleriyle dile getirmesi hassasiyetlerini ortaya koyuyor bir bakıma.

*

Saldırganı zihnen bu noktaya getiren unsurlara bir bakmalı. Öyle ya gözünü kırpmadan 50 kişiyi katledebilen bu caniyi hangi düşünce yapısı silâhlı bir saldırgana dönüştürebilirdi ki?

Üstelik aklî dengesi yerinde olan bir gençten bahsediyoruz. 

Eğer, günlük beş gazetede İslâm düşmanlığını körükleyen yazı ve fotoğraflar çıkarsa bal gibi bir eylemci çıkabilir.

Hangi gazeteler bunlar?

- The Australian, 

- The Daily Telegraph, 

- The Herald Sun, 

- The Couirier Mail ve 

- The Advertiser….

Bu gazeteler 2017 yılında yayınlanan 2891 makalede “İslâmî Terörizm” veya “Müslüman zulmü” deyimlerine yer vermiş. (Islam in the Media, 2017)

Bu beş gazete toplam 3 bin kez olumsuz İslâm ve Müslümanlara karşı olumsuz habere yer vermiş.

Bu, günde 8 habere tekabül ediyor.

*

Bir gazetecinin araştırmasına göre, Avustralya medyası Müslümanların, Avustralya toplumunun bir parçası olmayacak şekilde dizayn edildiğini, öteden beri Müslüman karakterlerin Avustralya’nın değerleriyle uyuşmayan kişiler olarak yansıtılmış olan haberlerle dolu olduğunu düşündürücü bulmuş. (OnePath Network)

Bir Avustralya veya Yeni Zelanda vatandaşı, her gün gerek manşetlerde gerekse köşe yazılarında yüzde 31 oranında İslâm’a yönelik olumsuz yazı okursa, ne olur?

Cevabını 50 kişiyi katleden canide görmek mümkün.

*

Peki bu toplam 5 gazetenin sahibi kim? 

Robert Murdoch!

Dünyanın en büyük medya patronu… Düşünün; gazete, dergi, radyo ve televizyon kanalı sahibi Murdoch, bu ülkenin hayrı için mi kesenin ağzını açtı dersiniz, yoksa başka maksadı mı var?

Daha önce yazmıştım; “Murdoch medyası, 11 Eylül saldırısından beri istikrarlı bir şekilde İslamofobi’yi körükledi” diye. Bu haberler sözlerimi teyid etti.

Zaten La Figaro gazetesinin Murdoch için söylediği şu söz önemli:

“Murdoch için İslâm her zaman ve zeminde kazandırmakta: ABD’de teröristlerin dini olarak ifşa ederek gazetelerini sattırıyor ve kanalın izleyici yüzdesini arttırıyor. Körfez ülkeleri de ise grubuna yatırım yapıyor ve gelişmesine olanak sağlıyor.” (a.g.g., 29.08.10)

*

Toparlayalım:

Medya gücünü elinde tutan egemen güçler, ABD’de ikiz kulelerin yıkılmasıyla birlikte tek taraflı “Müslümanlar birer potansiyel teröristtir” yalanını dünya kamuoyuna inandırdılar. Ekilen tohumlar şimdi meyvesini (!) veriyor ve bu kanlı bilânçonun sonuçlarına hep birlikte katlanıyoruz. 

Kuşku yok ki, provokasyonlara maruz kalan hükümetler böylesi ucuz ve paravan söylemlere prim vermeyecek ve tıpkı Yeni Zelanda Başbakanı gibi aklın ve vicdanın sesini dinleyerek toplumları galeyana getirmeyecek söylem geliştirecek.