"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

56 milyar m³ suyu ne yapalım?

25 Nisan 2018, Çarşamba
DEMİREL ANLATIYOR: BİR SEVDADIR GAP - 4

Fırat nehri ile Dicle nehri’nin 56 milyar metreküp suyunu ne yapalım? Evvelâ şunu söyleyelim. Bu konudaki etüdler çok iyi yapılmış ve yaptırılmıştır. Burada Devlet Su İşleri Teşkilâtına, daha önceki Su İşleri Reisliği Teşkilâtına, Elektrik İşleri Etüd İdaresi Teşkilâtına, bu teşkilâtların dışında kalıp da, bu işlere emeği geçmiş teşkilâtlarımıza şükran borcumuz vardır.

Planlama safhasında fizibilite meselesini söyledim. Tek tek münferid tesisler için fizibilite yapılabileceği gibi, bir kaynağın tamamını kavrayan, kapsayan fizibilite de yapılır. Yapılması lâzımdır. Çok maksatlı projeler dönemine 1950’li yıllarda girdik. Çünkü, araya harp girdi. Harp girince, kimsenin bu çeşit işleri düşünecek vakti yoktu. Harp sonrasında ise, dünyada bir kalkınma hareketi başladı. Dünya “Peace and welfare are indivisible,” yani “Sulh ve refah birbirinden ayrılamaz; refah yoksa sulh olmaz, sulh yoksa refah olmaz” gibi bir kanaate geldi. İkinci Dünya Harbi sonrasında dünya, gündeme kalkınma meselelerini getirdi.

Kalkınma meselelerine geldiğimiz zaman, bir tesisten bir maksat için değil, birden fazla maksat için faydalanma yolları açıldı. Buna “birçok maksatlı projeler devri” diyoruz. “Multipurpose” tabirinin tercümesidir. Hadise onunla da kalmadı, çok maksatlı projeler yan yana konmak suretiyle bir havzanın, suyun düştüğü yerden gittiği yere kadar herşeyini; bütün kaynaklarını; toprağını, madenini, ormanını, yerleşimini, hepsini etüd eden projeler dönemi geldi.

Bu dönem, “nehir havzalarının amenajmanı” dönemidir. Bunun İngilizce tabiri de “river based development plan”dir. Bir merhale daha geliyoruz. Bu merhalede ise, yalnız mühendislik tesisleri yapıp bırakmak yeter. Çünkü halk ondan sonrasını dolduracaktır. Ama kalkınmanın başlangıç halinde olduğu ülkelerde ve bölgelerde bir kademe ileriye gitmek lâzımdır. Bu dönem de “comprehensive development planning,” yani çok daha kapsamlı inkişaf projeleri, gelişme projeleri hazırlama dönemidir ki, bunun adına—yeni tabirdir— “metaplanning” diyoruz. Yani, planlama, icra etme ötesinde birtakım şeylerin yapılması dönemidir. İşte bu da “entegre proje” dönemidir.

ENTEGRE PROJE DÖNEMİ

Entegre proje dönemi, aslında planlama, projelendirme, inşa etme ötesinde, bundan azamî nemayı sağlayabilmek için alınacak tedbirler manzumesini düşünebilme dönemidir. “Güneydoğu Anadolu Projesi bir entegre projedir” dediğimiz zaman, sadece Dicle ve Fırat nehirlerinin sularını oralara götürmek, buralarda kuracağımız tesislerden enerji çıkarıp, bunu yük merkezlerine veya memleketin ihtiyacı olan yerlere vermek hadisesi değildir. Hadise bölgenin topyekûn kalkınması, imarı, inşası, bölgede yaşayan insanların refah seviyesinin ülke seviyesine ve onun üzerine çıkarılması, ileri medeniyet seviyesine çıkarılması hadisesidir.

Onun içindir ki, Basra Körfezi’ne akıp giden 56 milyar metreküp su bir rol icra etmektedir. Hadise, 56 milyar metreküp suyun kullanılması yahut bu suyun şu veya bu şekle sokulması değildir. Hadise, bu suya rolünü oynatabilmektedir. Şimdi Türkiye, bununla karşı karşıyadır. 

Konuşmamın burasında bu proje hakkında çok kısa izahat vereceğim. Sonra bu entegre proje dediğimiz, metaplanning dediğimiz, planlama ötesi dediğimiz mesele üzerinde biraz duracağım.

Tennessee ÖRNEĞİ VE DİĞERLERİ

Bu kavram bizim için yenidir. Kavramı biliriz de, icrası yenidir. Bu kavramın başarıyla icra edildiği yerler var. Orta başarıyla icra edildiği yerler var. “Tennessee Valley Authority” (TVA) adıyla bilinen Tennessee Nehri’nin sularından elektrik çıkarmak, taşkın kontrolü yapmak, Tennessee Nehri’nin yatağını geçit verir hale getirmek, oradaki halkın refah ve saadetini düzeltmek için yapılmış bulunan Roosevelt’in “New Deal Projesi,” Amerika’nın iktisadî kriz içinde olduğu zamanda yapılmış bir projedir. Dünya için bir misaldir. Dinyeper Nehri üzerinde Sovyetlerin gerçekleştirdiği göller merdiveni bir başka misaldir. Asuan ile Mısır’ın gerçekleştirdiği, 20 milyon dekar araziyi sulayacak olan sistem bir başka emsaldir. Tarbele Barajı’yla Pakistan’ın gerçekleştirdiği, hakikaten büyük bir hadisedir. İndus Nehri sularının Pencap Vadisi’ne ve yukarı Pakistan’a yayılması önemli bir iştir. Bir projeden daha bahsetmek istiyorum. O da yine, Sovyetlerin Özbekistan’da Aççöl’den—içine girerseniz kaybolursunuz, içinden çıkmak mümkün değil—Himalaya’lardan akıp gelen Âb-ı Derya, Sir-i Derya nehirlerinin sularını kullanmak suretiyle gerçekleştirdikleri 20 milyon dekarlık sulama sahasıdır. Bunlar dünyanın sayılı büyük projeleridir. Bunların bize benzeyen yerleri vardır, benzemeyen yerleri vardır. Ama, neticede hedefleri, bu kaynakları en iyi şekilde geliştirmektir.

56 milyar metreküp suyu ne yapalım?

Fırat Nehri ile Dicle Nehri’nin 56 milyar metreküp suyunu ne yapalım? Evvelâ şunu söyleyelim. Bu konudaki etüdler çok iyi yapılmış ve yaptırılmıştır. Burada Devlet Su İşleri Teşkilâtına, daha önceki Su İşleri Reisliği Teşkilâtına, Elektrik İşleri Etüd İdaresi Teşkilâtına, bu teşkilâtların dışında kalıp da, bu işlere emeği geçmiş teşkilâtlarımıza şükran borcumuz vardır. Gerek Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nin çalışmalarını, gerekse Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün ve daha önceki Su İşleri Reisliği’nin çalışmalarını devre tâbi olmaksızın övüyorum.

DSİ diye bildiğiniz teşkilât, aslında su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesi bahsinde, dünyanın sayılı teşkilâtlarındandır. 1902 yılında başlayan “Bureau of Reclemation”dan DSİ’ye 52 sene geçmiştir. 1954... DSİ bugün “Bureau of Reclemation” ayarında standartlara sahiptir. Bureau of Reclemation, dünyada su mühendisliğinin, Roma’dan sonra, bence, en büyük kuruluşudur.

Ve bugünkü teşkilâtlar içinde, benim bildiğim, Pakistan’ın Su İşleri Teşkilâtı, İsrail Su İşleri Teşkilâtı, İspanya’nın Su İşleri Teşkilâtı ve Sovyetlerin Taşkent, Semerkand, Buhara’da gerçekleştirdikleri bir büyük projenin teşkilâtı çok önemli başarılar sağlamışlardır.

DSİ’NİN YERİ

DSİ dünyaca tanınmış dört-beş teşkilâttan biridir. Öyle muhafaza edilmelidir. Hiçbir imkân da kendilerinden esirgenmemelidir.

Şimdi, 56 milyar metreküp sudan ne çıkar? 56 milyar metreküp sudan elektrik çıkar. Ne kadar çıkar? Yapılan hesaplar gösteriyor ki, senede 30 milyar kilowatsaat civarında elektrik çıkar. Bunun için kömür kazmaya hacet var mı? Yok. Mazot filan getirip yakmaya hacet var mı? Yok. Bir gün bu biter mi, tükenir mi? Hayır. Eğer kıyamet koparsa tükenir. O zaman da zaten kimsenin tükenmedik meselesi olmaz.

Öyle ise, tükenmeyen birşey bu. 30 milyar kilowatsaat elektrik aşağı yukarı bugün Türkiye’nin kullandığı elektriğin biraz altındadır, ama hemen hemen ona denktir. Bugünkü rayiçle değeri nedir? 1,5 trilyon. Tabiî, bugünkü rayiçle biraz yüksek bir rayiç, onu söyleyeyim. 1,5 olmasın da 1 olsun. Türkiye’nin millî servetine 1-1,5 trilyon ekliyorsunuz. Nereden? Her sene akıp giden sulardan.

DEVAM EDECEK

Etiketler: gap, demirel
Okunma Sayısı: 3228
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • fikret cezik

    25.4.2018 11:09:45

    bunun yanında tum ulke ağaçlansa özelıkle baraj ve golet etraf ve yamaçları

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı