Yeni Asya Ankara Hanım Okuyucularının organize ettiği programlara konuşmacı olarak katılan Ayşenur Yaşar, nefs-i emmare, şahs-ı manevî, talebe-i ulum, haşir konularına değindi. Nefsin şeytanı her vakit dinlediğini söyleyen Yaşar, sırat-ı müstakimde gitmek gerektiğini, buradaki en vasat yolun da Sünnet-i Seniyye olduğunu söyledi.  Nefs-i emmarenin insanları aldatmaması için Bediüzzaman’ın İhlâs Risalesi’nde söylediği düsturlarını hatırlattı.

Nur Talebeleri tek bir ruhtur 

Talebe-i ulum konusunu ele alan Yaşar, Risale-i Nur’un da aslında hakikate yol açan bir ilim olduğunu ve o ilme talip olmak gerektiğini söyledi.  Bediüzzaman’ın “Bir söz yazılsa kendileri yazmış ve telif etmiş gibi zevk alıyorlar, Allah’a şükrediyorlar, bütün makasıd-ı hayatiye içinde en büyük, en mühim maksadları o nurlu sözler vasıtasıyla Kur’ân’a hizmet biliyorlar, ben kendi nefsimde tecrübe ettiğim ve eczahane-i mukaddese-i Kur’âniye’den aldığım ilâçları onlar da kendi yaralarını hissedip o ilâçları merhem suretinde tecrübe ediyorlar” diye tarif ettiği Nur Talebelerinin hassalarını vurguladı. Yaşar, “Burada birçok vücut olsa da aslında tek bir ruh var. Çünkü bizler bir vücudun azalarıyız” diyerek şahs-ı maneviye atıfta bulundu. Talebe-i ulum-u diniye sınıfına dahil olanların melaikelerin hürmetine mazhar olduğunu dile getirdi.

İfsat komitelerine karşı Medresetüzzehra projesi

Yaşar, üniversite öğrencilerinin katıldığı Risale Okulu’nda gerçekleştirdiği konuşmasında ifsat komitelerinin oyunlarından ve konuyla alâkalı Münacat Risalesi’nde belirlenen yerlere değindi. İfsat komitelerinin oyunlarını ve bu oyunlara karşı Nur Talebeleri’nin nasıl bir duruş sergileyeceğini lâhikalardan tarayarak tahlil etmek gerektiğini söyleyen Yaşar, öğrencilere şu şekilde hitap etti: “Bediüzzaman İslâm ruhunu yok etmeye çalışanlara karşı mücadele etmiştir. Özellikle Tahir Paşa’nın konağında kaldığı zamanlarda Kur’ân’ı Müslümanların elinden almayı hedefleyen grubun bu teşebbüsüne karşılık “Bende Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir güneş olduğu ispat edeceğim” diyerek ifsat komitelerine karşı mücadelesine başlamıştır. Bunun içinde bir eğitim modeli geliştirmiştir: Medresettüzzehra projesi. Aslında sizler günümüzde Medresettüzzehra’nın bir nev’i olan dershanelerde kalmakla ifsat komitelerinin karşısında duruyorsunuz. Bediüzzaman’ın “Ey âlem-i İslâm! Uyan! Kur’ân’a sarıl” ikazını dikkate almalıyız.”

Bahar Mevsiminde Tefekkür: Haşir Risalesi

Haşir Risalesi’nin öneminden bahseden Yaşar, şunları söyledi: “Haşir Risalesi 1926 yılının baharında, ilk yazılan Risalelerden birisidir. Yazıldığı zamana baktığımızda haşir meselesiyle insanların kafalarını karıştırıp insanları İslâmiyet’ten uzaklaştırmaya çalışan bir heyetin tam da bu konuda çalışmaya başlama kararı aldıkları bir zamanda yazılmıştır Haşir Risalesi. Bazı Risaleler ifsat komitelerinin çalışmaya başladıkları konularla eş zamanlı yazılmıştır. İşte Haşir Risalesi de bu Risalelerden birisidir. Haşir Risalesi’ni bol bol okumamız gerekiyor zira Bediüzzaman bu Risaleyi 50’den fazla okumuştur.”

Ankara – Zeynep Toprak