Muhalefetin tepkisiyle 2008’de özelleştirilmesi iptal edilen Türkiye Şeker Fabrikaları bu yıl özelleştirme programı çerçevesinde yeniden satışa çıkarılmıştı. Bu satış gündemde iken bir yeni iddia da Çaykur’dan geldi.
Muhalefetin tepkisiyle 2008’de özelleştirilmesi iptal edilen Türkiye Şeker Fabrikaları bu yıl özelleştirme programı çerçevesinde yeniden satışa çıkarıldı. Türk Şeker’e ait 25 fabrikanın ilk etapta 14’ünü satışa çıkartan Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), yılsonuna kadar bütün fabrikaları elden çıkartmak istiyor. Böylece devlet, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri içinde bulunduğu şeker üretiminden çekilmiş olacak. Şeker fabrikalarının satışı gündemde iken bir başka iddia daha ortaya atıldı. CHP milletvekili Haluk Pekşen, “Çaykur planlı bir kurguyla batağa sürüklendi, bilinçli bir yıkım politikasının hedefi olmuştur. AKP’nin amacı tıpkı şeker fabrikaları, çimento fabrikalarında olduğu gibi Çaykur’u da haraç mezat satmaktır” dedi.
Karadeniz ağır bedel öder
Çaykur’un planlı bir kurguyla borç batağına sürüklendiğini ve bu durumun da Karadenizli çay üreticisini ağır bedel ödemekle karşı karşıya bırakacağını söyleyen CHP milletvekili Haluk Pekşen, “Çaykur planlı bir şekilde üreticiyi mağdur edecek malî krizin içine sokulmuştur. 1,8 katrilyon banka kredi borcu Çaykur için giderek piyasadaki gücünü kaybetmesine ve rekabet edemeyecek bir duruma gelmesine neden olmuştur” ifadelerini kullandı.
Çiftçi çaresiz
Varlık Fonu’na dahil edilmesinden anlaşılacağı gibi Çaykur’un da birkaç ay sonra tıpkı şeker fabrikaları, çimento fabrikaları ve SEKA gibi haraç mezat satılacağını belirten Pekşen şöyle devam etti: “Çaykur’un çay alım sezonunu geç başlatması, dekar başına 15 kilogram alım sınırı koyması ve sezonun Ramazan ayında başlayacak olması çiftçiyi çaresiz bırakmıştır. Bu sebeplerden dolayı çiftçi ürününü zararına satmaktadır.
Bedeli yoksulluk olur
Pekşen vatandaşı sağduyulu ve mantıklı olmaya dâvet etti ve şunları dedi: “Bir yandan toplam üretimde 10 bin tonu aşkın kayıp yaşanmış diğer yandan 2 bin 500 kişi işten çıkarılmıştır. Üretimdeki kaybın bedelini devlet ödemiş ve ödemeye devam etmektedir. Şimdi buradan çay üreticilerini uyarıyorum. Üretici şunu bilsin ki, haklarını çiğneyenlere destek vermeye devam ederlerse bunun bedelini işsizlik, göç ve yoksulluk olarak ağır bir şekilde ödeyecektir.”