"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir otobüs yolculuğu

Emine Sultan Çakır
17 Mayıs 2017, Çarşamba
Elhamdülillah Müslümanız ve Müslüman bir ülkede yaşıyoruz.

Dahası, Bediüzzaman’ın “Nerede Türk taifesi varsa, Müslümandır” dediği gibi İslâmiyetle özdeşleşmiş bir millete mensubuz. İslâmiyetin de en önem verdiği ibadetlerin başında namaz gelir hepimizin bildiği gibi. Hâl böyle olduğu halde, neden ben otobüsle seyahat ederken giren namaz vakitlerinde namazı eda etmekten mahrum bırakılıyorum? Müslüman bir ülkede, bir Müslüman olarak dinimin direği hükmünde olan namazımı neden kılamıyorum? Adı lâzım değil, bir firma ile Ankara’dan İstanbul’a gelirken yaşadığım olayı paylaşmakta fayda görüyorum. Sabah 00.45’te Ankara’dan yola çıkan aracımız Düzce’de bir kere mola verdi. Fakat mola verdiği saatte namaz vakti henüz girmemişti. Buna rağmen biz inip, abdestimizi aldık. Araba tekrar yola çıkınca, namaz vakti girdi ve biz de namaz molası verilmesini talep ettik. Cümle cümle olmasa da mana itibariyle şoförle aramızda şu şekilde bir konuşma geçti: “Sabah namazı için mola verebilir misiniz?” Soruma karşı gayet keskin bir şekilde “Hayır” cevabı aldım. Yüzüme tokat vurur gibi verilen bu cevaptan sonra “Ama bu benim için önemli” dedim. Şoför bey “Biz ihtiyaç molası verdik, o zaman kılsaydınız” dedi. Halbuki molanın verildiği saatte namaz vakti girmemişti. Zaten abdestimiz var. Sabah namazı da sadece dört rekât. Araba dursa hemen on dakikada gidip namazımı klıp gelebilirim. Bunları açıklamama rağmen “Kazaya bırakırsın” mealinde dünyanın en saçma ve cahilane cevabıyla karşılaştım. Şoför beye “Ama bu benim üzerime farz” dememe rağmen o, inatla “Mola veremeyiz. Saat yedide İstanbul’da olmamız lâzım” dedi. Yahu bu arabada bir çocuğun ya da bir yetişkinin afedersiniz tuvalet ihtiyacı olsa, hasta olsa yine de durmayacak mı bu araba? Benim dünyevî ihtiyaçlarımdan çok daha önemli, ahiret meselem ve en temel hakkım olan ibadet hakkımı nasıl engellersiniz? 

Konuşmanın netice vermeyeceğini anladıktan sonra “Tamam, o zaman ben de gerekli yerlere şikâyet ederim/bildiririm bunu” dedim. Adam gayet kaba bir şekilde “İstediğiniz yere bildirin!” dedi. Yanımdaki bazı kişilere “Siz de söyleyin, belki daha fazla kişi talep ederse dururlar” dememe rağmen onlar da bir teşebbüste bulunmadılar. Ve ben, en temel ihtiyacımdan mahrum bırakıldım. Belki durur diye vaktin sonuna kadar beklememe rağmen o araba gerçekten durmadı. İtirazım var. Bu insafsızlığa itirazım var. Anayasanın din ve vicdan hürriyetine dair 24. maddesine bile uymayan bu uygulamaya itirazım var.

Okunma Sayısı: 3188
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nahit Topaloğlu

    17.5.2017 17:21:39

    "İsmi lazım değil" demişsiniz ama "İsmi lazım" Emine hanım kardeşim. Basın yoluyla ifşa edeceksiniz ki O seyehat firması erdar haberdar olsun. Biz de mecbur olmadıkça o firmayı tercih etmeyelim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı