"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir katliâm masalı!

Esra Nur ALBAYRAK
15 Ağustos 2011, Pazartesi
Zihnim geçmiş ve şu an arasında debelenirken bir tek cümle yetti zihnimi toparlamaya: “Ordusuna bu kadar düşman bir hükümet görmedim” diyordu CHP’li bir milletvekili. Sözler lâfzen birebir olmayabilir, ama mana unutulur gibi değildi doğrusu. Öyle bir yer etmiş ki zihnime. Zihnimde yer eden başka bir olayla birleşiverdi gayri ihtiyarî bu duyum.

Babamın her yakın tarih sohbetimizde anlattığı bir olay vardır. Biraz trajikomik biraz da sinir bozucu, hani aptal yerine koymak derler ya o cinsten. Zaman, 80 İhtilâli önceleri ve elbette ki oldukça çalkantılı dönemler… Sağcısı, solcusu, ülkücüsü, belki kayıtlarda böyle bir grup yok, ama fitnecisi ve diğerleri… Hepsi ayakta ve hepsi söylemlerinde vatanperver… Yer, Kartal-Cevizli. Ailem o zamanlar şimdi Kartal Eğitim Araştırma Hastanesi’nin arkasında kalan caminin oralarda otururmuş. Ve o bölge o zamanlar “küçük Moskova” diye anılırmış. Her neyse babam yıllardır anlatır, ben de hayretle dinlerim. O dönemde sol gruplar kahvehaneleri gezip biraz da efelenip nutuklar atarmış. İnsanları aydınlatıyorlar! Tabiî bunlar o zamanlar yasaklı fiiller, malûm sıkıyönetim zamanı, asker de onları takip edermiş. Fakat ne hikmetse çevre kahvehanelerin yeri belli ve de bu gruplar yaya oldukları halde asker bir türlü yakalayamazmış onları. Ne kadar da ilginç öyle değil mi? Sizin ilginizi çeker mi bilmem, ama ben babamın her anlatışında hayretle dinlerim bunları.
Şimdi düşünüyorum, düşünce hürriyeti var ya hani. Ama ifade hürriyeti var mıydı ondan emin değilim işte. Neyse ben ifade de edeceğim. Bu o zamanlar yaşananların trajikomik yanı. Fakat yaşananlar her zaman bunlar gibi olmadı biliyoruz artık çok şükür. Amacım askere çamur atmak ya da o dönem bu fiillerde bulunanları yargılamak değil. Zira asker bizim askerimiz. Asker ocağı Peygamber ocağıdır bizim inancımızda. Toptancı da değiliz çok şükür. Bunlar varsa ve yaşanmışsa ve binlerce insan gerek işkence ve gerekse idam ile katledilmişse, ben daha hafif bir terim bulamıyorum, bu olayların sorumluları neden yargılanmasın? Neden en değer verdiğimiz kurum, içindeki safrayı boşaltmasın? Bunun önünü açmak neden askere düşmanlık olsun?
Ve o zamanların talihsiz kahramanları olan gruplar… Elbette ki içlerinde hakikî vatanperverleri vardı, ama hiç kimse inkâr edemez ki içlerinde fitne başları da vardı. Bunu ihtilâl sabahı tek başına ispat ediyor zaten. İhtilâl oluyor, sanki sihirli değnek dokunuyor bu kan gölüne döndürülmüş nadide topraklara. Kardeş kardeşi kırdıktan sonra, asker yönetime el koyduktan sonra, sivil irade bir kez daha yok sayıldıktan ve maalesef o zamanın sözde medyası tarafından bu halka şirin gösterildikten sonra asker görevini hatırlıyor! Hani Yeşilçam filmlerinde hep olur ya, olay olur, ölen ölür kalanlar da acı içinde, polis öyle gelir. Ama senaryo öyledir. Bu da kanlı bir senaryoydu işte. Bu topraklarda oynanan ve oyuncuları bizzat bizim vatan evlâtlarımız olan... Ve sahte kurşun kullanılmayan... Ve darağaçlarının da gerçek olduğu…
Şimdi “Durun yargılamayın bizim askerlerimiz onlar” diyorlar… Kendilerince tepkiler verip ve bazen de aba altından sopa gösteriyorlar… Ama olanlar anlatmaya çalıştığım bu kısa anı gibi kansız değildi. Yürek yakan arka planını biz şimdi belgesellerden izlemeye dayanamazken, insanlar o olayları yaşadı! Aksini iddia edenler, haksızlık var diyenler, buyursunlar delilleri varsa ellerinde, topal da olsa adaletimiz var bizim de!

Okunma Sayısı: 1297
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı