"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müzik ruhun gıdası mı?

Fatih Yokuş
29 Nisan 2020, Çarşamba
Peygamberler ve sahabeler şehri olan Diyarbakır’da belediyenin otobüsle sokak ve caddelerde müzik çalması yakışmadı.

Kim hangi tarafa çekerse çeksin, koronavirüs sebebiyle insanların öldüğü bu günlerde, işini kaybeden, dükkânı kapalı olan, evinde ekmek bulma sıkıntısı çeken, maskeyi temin edemeyen insanların olduğu bir zamanda, böyle eğlencelere ihtiyacımız yoktur.

Koronavirüsü ile mücadele çerçevesinde bazı tedbirler alınmakta. 65 üstü ve 20 yaş altı insanların her gün ve hafta sonu herkese uygulanan sokağa çıkma yasağı bu tedbirlerin bazılarıdır. Bu tedbirler, evde kalma zorunluluğu ve sosyal mesafeyi koruma beraberinde bazı sıkıntıların olması tabiîdir.

Bunu önlemenin veya millete moral vermenin yolu otobüslerde yüksek sesle müzik çalmak ve oyun oynamak olmamalıdır.

Oyun havası ve eğlence yerine, millete ilâhî dinletin de demiyorum, ancak bizi rahat bırakın, ses kirliliği yapmayın deme hakkına sahibiz.

Müzik “Ruhun gıdası” denilse de farklılık arz etmesi hangi ruha hangi müziğin gıda olduğu da ayrı bir sorudur.

Hastahane düşünün, içinde acı çeken, yoğun bakımda ölüm kalım mücadelesi veren, onlara yardımcı olmak için canla başla çalışan sağlık personeli var. Bunların bu halde müzik denilen o gürültülü seslere değil, duâyla kendilerine yardımcı olunmasına ihtiyaçları var. 

Kürtçe müzik, oyun havası, aşk, destan, kahramanlık, Türk sanat müziği, arabesk, pop, rep, yabancı müzik, şemame, delal, dilan, zeybek, uzun hava, misket, Türk Halk Müziği, halay... say saya bildiğine.

Hangi müzik kimin ruhuna iyi gelir?

Bir sürü tv kanalları, internet ve müzik çalar var isteyen istediği müziği daha kaliteli biçimde dinleme imkânı var.

Hem bu müzik neyin kutlaması?

Virüsün aşısı veya kesin tedavisini mi bulduk?

İşi olmayanlara, aşı olmayanlara, derman arayanlara çare mi bulduk?

Oysa virüsten ölenleri defin edildiğinin yası, hastası, hastahanede ölümle pençeleşeni, yaşlıyı, bebeği, rahatsız etmeye ne hakkımız var?

Bazı gençleri veya sevdiği müziğin çalındığına denk gelen sevinecek diye umumu hatta bir kişiyi bile rahatsız etme hakkına sahip değiliz.

Dünyada bilim adamları bu hastalığı yenme çabası içinde iken, din adamları da manevî destek için duâlar etmektedir.

 Avrupanın bir çok şehrinde ezan sesleri yükselirken, bütün dinlerin beraber duâ yaptığı bir dönem yaşanıyor.

Dinimizin gereği olan duâ yapmıyorsak bari bu müzikle, duâ edenleri rahatsız ederek duâ etmelerine mâni olmayalım.

Selâm ve duâ ile.

Okunma Sayısı: 1533
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı