Filme gidenlerin bir çoğunun çevresindekilere filmi önerdiğini biliyoruz. Film hakkında çok güzel yorumların yanı sıra sert eleştirilerde var. Bir film izlerken sadece senaryo ve oyunculuğa bakmayan kesim, filmin görüntü kalitesinden savaş sahnelerinin inandırıcı olmayışına kadar çok fazla eksiği olduğunu söylüyor. Filmi herkes gibi bizde izledik. Evet, filmi izlerken bazı sahnelerde bende çok duygulandım, fakat duygularımı tahrip ettiğini hissetmedim. Senaryosunda beğenmediğim yerler tabiî ki oldu. Marilyn Monreo sahnesi gibi. Filmi izledikten sonra film hakkında düşünürken şu geldi aklıma, orada sadece Türk askerleri yok,  Amerikan askerleri de var. Adamlar kendilerince askerlere öyle moral vereceklerini düşünmüşler! Filmde ilgimi en çok çeken şeylerden biri de komünist bir çevirmen rolüne sahip olan oyuncunun tek kelime İngilizce konuşmaması oldu. Ne hikmetse hep İngilizceden Türkçeye çeviri yaptı film boyunca.

Filmde insanın yüzünde tebessüm oluşturan sahnelerde vardı. Ayla’nın konuşmaya başladığı sahne ve askerlerin  “Bu dünya Süleyman’a kalmadı bize mi kalacak” sözünü duyan Ayla’nın ağlamaya başladığı sahne gibi. Filmin bu kadar beğenilmesini, filme konu olan olayın gerçekten yaşanmış olmasına bağlayanlardanım. Çünkü beni de en çok o etkiledi.

Filmin Oscar aday olacağı konusu filmin popülaritesini arttırmıştı. Fakat Oscar’a aday yabancı kısa film listesi açıklandı ve Türkiye’nin Oscar aday adayı ‘Ayla’ listede yer almıyor. 23 Ocak 2018’de açıklanan tüm dallardaki Oscar adaylarında da Ayla yer almıyor. 

Ayla, Oscar’a aday olmasa da, Güney Afrika’da düzenlenen 11. Cape Town Uluslararası Film Festivali’nden ödülle döndü. Mustafa Peresheva “En İyi Kurgu Yönetmeni” dalında ödülü Ayla’yla aldı. Ayla, aynı zamanda açılış filmi olarak yer aldığı Uluslararası Asya Film Festivali’nde izleyicilerin oylarıyla “En İyi Film” seçildi.