"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hastalar Risalesi'ni Anlamaya Doğru: On Altıncı Deva

Feyzullah ERGÜN
22 Ocak 2023, Pazar
“Ey sıkıntıdan şekva eden hasta! Hastalık hayat-ı içtimaiye-i insaniyede en mühim ve gayet güzel olan hürmet ve merhameti telkin eder. Çünkü, insanı vahşete ve merhametsizliğe sevk eden istiğnadan kurtarıyor.”

Cenab-ı Hakk’ın (cc), sırları henüz gerçek anlamıyla çözülemeyen büyük mucizesi olan insan vücudu, anatomik ve fizyolojik yönleriyle şaheser olduğu gibi, ruh dünyası da oldukça derin alemlere uzanmaktadır. Ahsen-i Takvim seviyesinde yaratılan insan organizmasına açlık, susuzluk, hastalık gibi ihtiyaç ve sıkıntılarla doyumsuzluğu, acizlik içindeki fakirliğini unutmaması sağlanmış ve bu noktadan hareketle, devam edecek hayat yolculuğunda, Cenab-ı Hakk’a (cc) olan bağlılığı da, bu kurallar çerçevesindeki mesajlarla sağlanmıştır.

Dünya hayatının nefisle yaşanan imtihanında, hiçbir şeye ihtiyaç duymadan, sağlıklı ve konforlu bir yaşam kalitesiyle, insanın nefsanî duyguları azgınlaşarak, isyan ve tuğyan halleri yaşayabileceği her zaman görülebilmektedir. Rabbine karşı firavunlaşan nefsi, dizginleyebilecek olan etkili ve güçlü bir uyarıcı ise, hastalıklardır. İnsanın, kendisini hiç kimseye ihtiyaç duymadan yaşayabilmesi düşüncesi ve kendinde üstün bir güç duygusunun, GÜÇ ZEHİRLENMESİ, kalp katılığı ve merhametsizliğe zemin hazırlayacağı, psikolojik bir gerçektir. İşte hastalıklar, azgınlıkta bunalan insanı huzura kavuşturacaktır. Aynı zamanda hastalıkların, sosyal hayatta merhamete dayalı sevgi, şefkat ve hürmet duygularının gelişmesine destek verdikleri de unutulmamalıdır.

İnsanın ruhsal yapısı, tarihin her döneminde, özellikle de ahirzaman diliminde bilgi, ekonomik ve sosyal güçler noktasında aldanıp, istiğna faktörüyle, sırat-ı müstakîm yolundan azgınlaşarak, yanlış yollara sapabilmektedir. Böylece, toplumun sağlıklı bağlarını kopararak, BEN MERKEZLİ (Egosantrik) bir hayatın acımasızlığı içinde, hayatı kendisine ve çevresine yaşanmaz hale getirmektedir. İnsanı, girdiği bu karanlık tünelden çıkarabilecek en etkili araç, nefsin aldatıcı gücünü çökerten, hastalık halidir. Bu elim haldeki insana, Bediüzzaman Hazretlerinin şifalı sözlerinden, teselli ve kurtuluş reçetesi olarak; “Senin vücudun taştan, demirden değildir. Belki daima ayrılmaya müsait muhtelif maddelerden terkib edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla. Mâlikini tanı, vazifeni bil, dünyaya ne için geldiğini öğren!” nurlu hakikatlerini, damardan vererek, hızla uyandırmaktadır.

Hiçbir şeye ihtiyacının bulunmadığını zannederek azgınlaşan insan, yakın çevresinden ilgi, sevgi, saygı beklemediği gibi, etrafındaki insanlara da samimi duygularla yakınlık göstermez. Çevresinde sıkıntı yaşayan hastalara merhamet ve yardımlaşma duyguları yönünden ilgisiz davranır. Beklemediği zamanda, bir hastalığın sıkıntısı ile karşılaştığında, ne kadar aciz, en basit bir yardıma muhtaç olduğunu, sevgi ve şefkatle gülümseyerek bakan gözleri, hasretle beklemeye başlar. Daha önceleri ilgisiz kalarak, sert davrandığı insanlara yakınlık duyarken, sevgi ve merhamet duyguları yükselmeye başlar. Ziyaretine gelerek ellerinden gelebilecek yardımları, iyilik dileklerini ve yüksek moral kaynağı olan şifa dualarını hediye olarak getiren insanları gördükçe, eski davranışlarından pişmanlık

duyar. İşte hastalık süreci, haddini aşarak azgınlaşan insanı, bu şekilde terbiye ederek doğru davranışlara yönlendirir.

İnsanın yaşayacağı imtihanlar sürecinde, karşılaşabileceği musibet ve hastalıkların yanında, kimsesiz, fakir, hasta, zayıf ve sıkıntılı haller yaşayan hemcinslerine EMPATİ KURARAK, sevgi, merhamet ve yardımlaşma duygularıyla yaklaştığında, “Meleklerin duası gibi” olduğunu bildiğimiz hastaların duasının; Rıza-ı İlâhîye kavuşturacak mutluluğu, dünyada da yaşayabilecektir.

SAĞLICAKLA KALIN.

Okunma Sayısı: 2032
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı