"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zehirsiz sofralar hareketi -2

Feyzullah ERGÜN
18 Haziran 2019, Salı
Türkiye’de, tarım alanlarındaki zararlıları yok etmek ve daha kaliteli ürünler elde etmek amacıyla, yoğun şekilde kullanılan tarım ilâçları (pestisitler), ürün artışına sebep olmakla birlikte, insan sağlığına verdikleri zararlar, her geçen gün yüksek oranlarda artmaktadır.

Pestisitlerin, insanlarda yaptığı yıkımlar, ana rahmindeki hayat öncesinde, HÜCRE ve GEN yapısına olan etkileriyle başlar ve maruz kalınan yoğunlukla bağlantılı olarak, organizmanın bütün organ ve sistemlerine, yıkıcı etkiler yapar. Özellikle bebek ve çocuklarda yaşanan ve maddî manevî büyük zararlara sebep olan, bu yaşlardaki kronik hastalıkların en başında gelen, çeşitli KANSER türleridir.

Bebek ve çocukların etkilendiği kanserler, anne sütüne ve diğer gıdalara karışan pestisitlerin yoğunluğu ve organlarda depolanmasıyla baş göstermektedir. Hastalıkların yayılmasında “Çocukların kansere yakalanması, bir şeylerin çok yanlış olduğunun işaretidir. Bazı bebekler hasta doğar. Halbuki çocuklar sigara içmez, alkol almaz ve stresli işlere sahip değildir. Gene de Avrupa’da ve Amerika’da, istikrarlı bir şekilde yılda % 1’lik vardır. Bu neden olmaktadır? Bir takım güçlü çevresel ipuçları bulunmaktadır. İnsan embriyosu, kimyasallara özel olarak duyarlıdır. Theo COLBORN’un güncel verileri, bazı erişkin ve çocukluk çağı kanserlerinin, doğumdan önce programlanmış olduğuna işaret etmekte, kanserin FETAL (ana rahmindeki dönem) temelini, rahatsızlık veren yeni bir keşif alanı olarak ortaya atmaktadır. Gelişmekte olan fetüs, plasentanın (meşime-eş) sağladığı korumaya rağmen, DNA hasarına anneden daha duyarlıdır. Tarım ilâçlarına maruz kalma da, çocukluk çağı kanserleri ile ilişkilendirilmektedir. Bahçelerinde tarım ilâçları kullanılan çocuklarda, yumuşak doku sarkomu (kanseri) gelişme riski, dört kat daha artmıştır. Los Angeles’ta yapılan bir çalışma, gebelik sırasında ebeveynlerin, tarım ilâcı kullanımı ile LÖSEMİ’de 3 ila 9 kat artış arasında bağlantı kurmuştur. Artık bu kadarı yeter! Toksik maddeleri çocuklarımızın vücudundan uzak tutmak ve onları çocukluk çağı kanser risklerinden olabildiğince korumak için güçlü, kararlı eylemlere ihtiyacımız var.” 2

Göz önünde bulundurulması gereken önemli bir uygulama alanı da, pestisit kullanılan yeşil alanlardaki çimenlerdir. Bu konunun da, Belediyelerin sağlık kurullarınca ele alınması ve uygulamaların titizlikle, uzmanların gözetiminde gerçekleştirilmesi (yani hiç kullanılmaması), bilhassa çocukları sağlığı açısından, hayatî bir tedbir olacaktır. Hiç unutulmaması gereken bir bulaşma ve yayılma yolu da, bu yeşil alanlardan faydalandırılan evcil hayvanlar aracılığı ile gerçekleşmektedir. Zira, bu hayvanlarda tesbit edilen kanser vak’aları da, her geçen gün artarak yıkımlara sebep olmaktadır. İnsanların, bu hayvanlara yakın ilgilerinden dolayı, KANSER riskleri farklı bir ivme kazanmaktadır.

Endüstriyel tarımda yaygın olarak kullanılan pestisitlerin, insan sağlığına etkilerini göz önüne seren ve bu konuda yapılmış araştırmaları bir araya getiren, Almanya’daki PAN (pestisit hareketi ağı) hareketinin yayınladığı 28. Şubat. 2019 tarihli makale ile, pestisitlerin tehlike boyutlarında kırmızı çizgilerin, çoktan aşıldığını anlatarak, insanları uyandırmaya çalışmaktadır. Buna göre “Sadece Avrupa Birliği’nde, yılda 200.000 tondan fazla pestisit (aktif madde) kullanılmaktadır. Günümüzde ise, Çin en fazla miktarda pestisit kullanan ve üreten ülkedir. Almanya’da incelenen, toplam bitki kökenli tarımsal ürünlerin % 2’si, kabul edilemez pestisit uygulamasına sahip olma belirtilerini gösteriyor ve akut sağlık tehlikesi oluşturacak kadar riskli kabul ediliyor. Gelişmekte olan ülkelerde, gıdalardaki tehlikeli pestisit seviyelerine maruz kalma sonucu oluşan, akut zehirlenmenin etkileri, sanayileşmiş ülkelere kıyasla, çok daha ciddîdir. Pestisitlere maruz kalan tarım işçilerinin, lenfomalar ve LÖSEMİ’ye yakalanma ihtimalinde önemli bir riskleri olduğuna dair, hiçbir şüphe bırakmamaktadır. Pestisit maruziyetiyle, hassasiyet kaybına uğramış yetiler, bilişsel ve psiko-motorik fonksiyonlarda (beyindeki psikolojik merkezler) bozulmalar ve depresyon arasında bir bağlantı olduğuna dair, göstergeler bulunmaktadır. Belirli pestisitlerin hormon sistemini bozabileceği uzun yıllardır biliniyor. Sadece Asya’da her yıl 300.000’den fazla insan, pestisit zehirlenmeleri dolayısıyla ölmektedir. Almanya gibi gelişmiş bir ülkede, toplam pestisit zehirlenmesi olaylarının sayısını tesbit etmek ve bildirilmemiş vak’aların sayısını tahmin etmek, oldukça güçtür.” 3

Tarımsal ilâçların yaygın şekilde kullanılması, dünya nüfusunun hızla artışı sonucuna bağlanmakta ise de, bize pek inandırıcı gelmemektedir. Kış mevsiminde, yaz meyve ve sebzelerinin, ihtiyaç haline getirilmesi, yaradılış kanunlarının hırs ve israfın zorlamalarıyla, tahrip edilmeye çalışılmasından, bu gidişle hastalık ve ölümlerle daha sık karşılaşılacaktır. Zira HİPOKRAT’ın dediği gibi; “Yiyecekleri bilmeyen bir insan, hastalıkları nasıl anlayabilir.” 

Kullanılan bu zehirli tarımsal ilâçlar, ET ve SÜT ürünleri yoluyla da yayılarak, insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Yemler vasıtasıyla hayvan vücuduna alınan pestisitlerin, ancak % 2- 10’u sağılan süt vasıtasıyla dışarı atılmakta, geri kalan miktarı ise, hayvanın vücudunda depolanmaktadır. Öte yandan sütteki bu pestisit kalıntıları, sütün krema, peynir, tereyağı gibi ürünlerin işlenmesi sırasında yoğunlaşarak, insan sağlığı açısından daha tehlikeli durumlara ulaşabilmektedir. İnsan sağlığı ile birlikte, diğer canlıların dünyasını tahribattan koruyabilmek için, pestisitlerin üretim ve kullanımının ortadan kaldırılması veya kısıtlamalar getirilmesi, EKOLOJİK DENGENİN hayatî ve vazgeçilemeyecek şartlarındandır. Gıdaların her çeşidinde bulunan, kimyasal tarım ilâçlarının araştırılarak, yakından ve dikkatle izlenmesi, bütün dünya yöneticilerinin, en başta gelen göz ardı edemeyecekleri bir görevdir.

Kimyasal tarım ilâçlarının, son hızla yaygınlaşarak kullanılmaları engellenmezse ve ekolojik sistemin riskleri, umarsamazlıklarla gözden kaçırılırsa, yaradılışın denge kanunları tahrip edilmiş olacaktır. Bu durumda; aklını kaybeden pür-şer beşer maddî-manevî bir kıyametin kopmasına, kendi olumsuz faaliyetleri ile sebep olacaktır. Kıyametin gelişi, davul zurna ile ilân edilmediğinden, sessiz sedasız, ama gümbür gümbür, KİMYASAL ve EKOLOJİK yıkımlarla, insanlığın sonunu getirecektir. İnsanlık, bu tuzaktan bir an önce kurtulmalıdır.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

2) L. Armstrong- G. Dauncey- A. Wordsworth, Kanser, s. 29, Alfa Yayınları 2010.

3) http://www.bugday.org/blog/pestisitlerin-insan-sagligina-etkileri-ve-pestisit-zehirlenmeleri/

Okunma Sayısı: 1710
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı