Bu rakam tüm dünya basınında sürmanşetlerde haber oldu ve “ABD’de son kırk yılın en yüksek enflasyonu” olarak yer aldı. 

Pandemi süreci ile başlayan ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile hızlanan enflasyon yükselişi elbette sadece ülkemizi değil tüm dünyayı etkiliyor. Ancak tüm dünyada ve Türkiye’de görülen tablo acaba hükümetin ve medyasının iddia ettiği gibi aynı mı? 

Enflasyon, fiyatların genel seviyesinin sürekli ve hissedilir şekilde artışını ifade eden bir durumdur. Yani bugün bir birim paraya aldığınız bir ürünü yarın bir birime almaya gücünüzün yetmemesi olarak özetlenebilir.

ABD’de son kırk yılın en yüksek enflasyonuna karşı yirmi yedi üyeli Avrupa Birliğinin genel enflasyon ortalaması %5,3 olarak açıklandı. 

Ülkemizde ise TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından geçen mart ayı için yıllık enflasyon oranı tüketici açısından %61,14, üretici açısından %114,97 olarak açıklandı. 

Örneklendirecek olursak 2021 yılında 100 birime alınan bir ürün, 2022 yılının aynı ayında ABD’de 108,5 birime, AB ülkelerinde 105,3 birime, Türkiye’de 161,14 birime alınabilecek. 

Ülkemizdeki üreticiler açısından baktığımızda ise 2021 yılında 100 birime üretilen bir ürün 2022 yılında 214,97 birime üretilebiliyor. 

Üretici %114,97 zarara uğradığı hizmet sektöründe bu üretimin maliyetini tüketiciye %61,14 olarak yansıtıyor. 

Oysa yandaş haber kanallarında tüm enflasyonun tek suçlusu üreticiymiş gibi gösterilip esnafın da “fırsatçı esnaf” olarak topluma dayatılması kötü yönetimin faturasının aslında mağdur olan esnafa yıkılmasından başka bir şey değil. 

Her ekonomik sıkıntı döneminde her kesimden fırsatçı çıkabilir. Ama kötü yönetim politikalarının sorumluluğunun birileri tarafından iktidarı korumak adına sadece üreticiye ve esnafa yıkılması gün geçtikçe daha da sırıtıyor.

Dünyada genel olarak ekonomik yönden sıkıntılı bir sürecin yaşandığını ve Avrupa ve Amerika’nın da etkilendiğini elbette görüyoruz. Ancak diğer ülkelerdeki enflasyon oranları ile ülkemizdeki enflasyon oranı arasındaki uçurumu da görmemiz ve göstermemiz lazım. 

Ülkemiz Avrupa ve G-20 ülkeleri arasında yıllık enflasyon oranında açık farkla zirvede bulunurken dünyada on birinci sırada yer alıyor. ABD’nin %8,5‘luk enflasyonunu ulusal medyada dillerinden düşürmeyenler Türkiye’nin %61,14’lük enflasyon oranını altyazıda göstermekten öte gidemiyorlar. 

Beceriksiz yönetilen süreçlerin faturasının enflasyondan ezilen üreticiye yıkılması ve tüketicinin enflasyon altında ezilmesinin görmezden gelinmesi yöneticilerin ve onların borazanı durumundaki besleme basının toplumdan ne kadar uzaklaştığının bir delili niteliğinde.