"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her kitap bir cevaptır, yeter ki soru sormasını bil

02 Şubat 2022, Çarşamba
Bu kitaba başlarken sorularım hazırdı, bazı cevaplar aldım, bunları sizinle paylaşmak isterim, ama daha da güzeli neydi biliyor musunuz? Kitabım bitti ve eskisinden daha fazla sorum var artık.

Haber: Süeda Yaşar

Hiç ortak bir amaç için bir araya gelmiş bir toplulukta bulundunuz mu? Mitingler, protestolar, yürüyüşler, kulüpler, konserler gibi. Ya da böyle bir ortamı gözlemleme şansınız oldu mu? Bu gibi ortamların normal gündelik yaşantımızdan çok daha farklı bir havası ve enerjisi olduğunu o ortama girdiğinizde hemen hissetmişsinizdir. Ancak o ortamın büyüsüne kapılmayıp biraz dışarıdan izleyebilirsek çok ilginç gözlemler elde edeceğimiz kesindir. Bu tarz ortamlarda hisler çok baskın ve aşırıdır. Bir anda ortamın durumuna göre büyük bir sevinç ya da aşırı bir öfke alevlenebilir. Çünkü kitleler duyguları abartılmış olarak yaşar. Daha çok duygu ve bilinçaltı ile hareket ettiklerini ifade etmemiz yanlış olmaz. Ya da insanların normal hayatlarında hiç görmediğimiz karakterleri bu tarz ortamlarda ortaya çıkıverir. Meselâ çok sessiz bir insan, oldukça hırçın birine dönüşebilir. Yine bu ortamda topluluğu oluşturan fertlerin hayat tarzı, mesleği, karakteri veya zekâsı birbirinden ne kadar farklı olursa olsun sırf bir kitleye dönüşmüş olmaları sebebiyle tek başlarınayken hissedebilecekleri, düşünecekleri ve harekete geçecekleri tarzdan bambaşka bir şekilde hissetmeye, düşünmeye ve hareket etmeye iten kolektif bir ruha bürünürler. Fertlerin bilinçli eylemlerinin yerini kitlelerin bilinçsiz eylemleri alır. Gustave’un kitabının temel iddialarından birisi de budur.

Kavram ve imgeleri yeniden düzenlemeliyiz

Gustave’a göre kitle eylemleri, beyinden ziyade omuriliğin tesiri altındadır. Eylemleri yerine getiriş bağlamında kusursuz dahi olsalar, beyin tarafından yönetilmeleri zayıftır. Çoğu zaman ince ayrıntıları anlamaktan âcizdir ve her şeyi bir bütün hâlinde görür. Kitlelerin bu özelliklerini ve psikolojilerini çok iyi bilen liderlerin, çoğu zaman yalnızca duygulara hitap ettiği, kendi düşüncelerini telkin, tekrarlama ve çağrışım yoluyla kitlelere benimsettikleri görülür.

Kitlelerin bu telkine açıklığı ile ilgili ben de bir şeyler söylemek isterim. Topluluklar üzerine yapılan bu telkinin gücüyle bazı kavramlar ve kelimelerin çağrıştırdığı imgelerde değişiklikler yapılmaktadır. Çünkü kitleler imgelerle düşünür ve akla gelen bir imge kendisiyle hiçbir mantık bağı bulunmayan başkalarını da beraberinde getirir. Bu çağrışım yasasını kullanmayı çok iyi bilenler kitle iletişim araçlarını, reklâmları, haberleri ve sosyal medyayı kendine bir araç hâline getirerek hakikatte hiç alâkası olmayan kavramları iç içeymiş gibi göstererek birinin diğerini gerektirdiğine dair telkinleri bize vermektedir. Bir genç olarak bulunduğum ortamların sık gündem yapılan konularından “modern” ya da “popüler” kavramını ele aldığımızda, bu kavramlarla birlikte aklımıza birçok imge üşüşür. Moda, takipçi, ateizm, hürriyet, güzellik, tarz hatta üzülerek ifade etmeliyim ki alkol gibi daha birçok imgenin aslında kelimenin gerçek anlamıyla hiçbir bağlantısı olmadığı hâlde aklımıza geliyor olması daha doğrusu bilinçaltımızdan yansıması sizce tesadüf müdür? Bazı kavram ve kelimeleri sürekli birlikte kullanmak ya da ima etmek kelimelerin bir süre sonra bir fikir inşa etmesini netice verecektir. Bugün din ya da dindarlık deyince; geri kalmışlık, bilimsellikten uzak, modern olmayan gibi birçok olumsuz tanımlamanın da beraberinde kullanılması ya da ima edilmesi sadece fikirlerin kelimelerle dışa vurumu değil bu tarz kavram karmaşaları oluşturarak bir fikir inşa edilmeye çalışıldığının göstergesidir. Demem o ki bize hazır olarak sunulmuş çoğu kavram ve imgeleri kendi hayat ve inanç sistemimize göre yeniden düzenlemeliyiz. Başta kendi içimizde.

En güzel kitle hareketi Asr-ı saadette

Kitabımıza dönecek olursak, Gustave’un üslûbu size başta fazla sert ve irrite edici gelebilir. Açıkçası kitabın başlangıcında toplumlar hakkında fazlaca kesin yargılarda bulunması beni de rahatsız etmişti. Le Bon’nun çoğu yargısı fazlaca geniş ve hızlı kabul edilmiş gibi görünüyor. Bazı paragraflarda “Tamam da her zaman, her toplumda böyle midir?” diye soru işaretleri bıraktığım olmuştu. Gustave’u dinlerken onun kitle kavramına bakışında Fransız devriminin izlerini taşıdığını unutmamak gerekir.

Gustave’un fikirleri genel hakkında bilgi verici olsa da size tavsiyem toplumların özelliklerini anlattığı bölümleri okurken Peygamberimizin (asm), Sahabelerin oluşturduğu o mükemmel kitle hareketini aklınızın bir köşesinde tutmanız. Her ne kadar yazar, Peygamberimizin (asm) liderliğindeki kudreti bazı zorba liderlerin gücü ile bir tutmuş olsa da; gerçekçi ve akılcı bir araştırma, insanın aslında bir yerde fıtratında mevcut olan bu kitle psikolojisini en güzel şekilde ve zorbalığa başvurmadan, hikmetine uygun şekilde kullanan bir lider olduğunu idrak edebilir. 

Ne dersiniz belki de Le Bon bu konuda kitlelerin bilinçsiz ve muhakeme etmeksizin kabul ettiği bazı dogmaların etkisi altında kalmıştır.

Şu an yaşadığımız toplumla yazarın anlattığı toplumun ne kadar benzediğini; bir istisna olarak da Asr-ı Saadetin ne kadar farklı bir toplum sunduğunu anlamış oluruz böylece.

Kitabın ilk bölümünde, kitlelerin ruhu içerisinde, kitlelerin hayal gücü, muhakeme kabiliyeti, ahlâkı gibi başlıklar; ikinci bölümde kitlelerin fikirleri ve inançları; üçüncü bölümde ise kitlelerin muhtelif türlerinin sınıflandırılması yer almaktadır.

Kitabın her satırının dikkatle okunması gerektiğini ifade etmek isterim, kitleler ve başta kendi eylemleriniz üzerine yapacağınız derin bir tefekküre vesile olması temennisiyle…

Not: Genç Yorum Dergisi Ocak sayısından alınmıştır.

Okunma Sayısı: 1082
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı