Ayasofya'daki sergiyi duyurmak için 5 günde 520 kilometre katetmesi beklenen ekip, sona yaklaşırken Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün Anadolu Yakası girişinde mola verdi.

Takım Kaptanı Ahmet Akdilek, gazetecilere yaptığı açıklamada, milli sporcular olarak sosyal sorumluluk hissettiklerini ve bu tura katılmayı planladıklarını belirtti.

Etkinliğe katılmanın çok güzel olduğunu söyleyen Akdilek, "Çünkü Ayasofya'nın gün yüzüne çıkmamış olan belgeleri var. İlk başta bu bizim dikkatimizi çekti, daha sonra başkalarının dikkatini çekmesi için de pedal basmaya karar verdik. Yaklaşık 550 kilometre boyunca pedal çevirdik. Her şey gayet güzeldi. Çok şükür bugüne kazasız belasız geldik. İnşallah amaçladığımız hedefe ulaşmışızdır.

Yol boyunca herkesin dikkatini çektiklerine inandığını söyleyen Akdilek, herkesin ilgi duyarak kendilerini alkışladığını anlattı. Akdilek, önlerinde Ayasofya yazdığı için dikkatini çekip soru soranlara ise anlatma fırsatı bulduklarını, bunun da çok yararlı olduğunu düşündüklerini sözlerine ekledi.

TTK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Güray Kırpık ise, Ayasofya için yola çıkmış olan bisiklet ekibinin bugün itibariyle Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçeceğini belirterek, "Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden bisikletçilerimiz geçerken, işte onun anısına Eyüp Sultan Hazretleri'ne, ardından Fatih Sultan Mehmet Han'ın kabrine ve külliyesine uğrayacaklar ve Ayasofya Meydanı'na ulaşacaklar." diye konuştu.

Ayasofyanın tarihi kimliğini, Ayasofya ile ilgili yapmış olduğumuz "Belgeler ve Resimlerle Ayasofya" etkinliğini duyurmak için etkinliği düzenlediklerini vurgulayan Kırpık, "Böyle bir tarih etkinliğini geçlerimiz ve halkımızla buluşturan değerli sporcularımıza da şimdiden teşekkürlerimizi sunuyorum." dedi.

Proje direktörü Salih Yalızat da Türk Tarih Kurumunun büyük bir projeye imza attığını belirterek, "Bu projenin içinde olmamız bizi mutlu etti. Tarihi, sporla bağdaştırarak halkımıza anlatıyoruz. Ankara'dan yola çıktık, 520 kilometreyi tamamladık. Son noktamız olan Ayasofya'ya varıp görevimizi tamamlayacağız" ifadelerini kullandı.

***

Okumak için tıklayınız:

Kutlu Fetih; mahzûn Ayasofya

Hazret-i Sultan Mehmed Fatih'in emaneti: Ayasofya’da namaz kılabilecek miyiz?

''Bu vakfiyesindeki cümlelerin her bir kelimesi ilgi çekicidir:

“İşte bu benim Ayasofya vakfiyem dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse, onu iptal veya tecile koşarsa, fasit veya fasık teville veya herhangi bir dalâvereyle Ayasofya Camii’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederse aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek mütevelli hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterine kaydeder veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar! Bu sebeple bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen lâneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hâlâ bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene olacaktır. Allah’ın azabı onlaradır Allah İşitendir, Bilendir.”3

Günümüzde Ayasofya’nın konumu ilginçtir. Ayasofya camilikten çıkarılmış ve şu anda müze olarak hizmet vermektedir. Ayasofya, İstanbul’un fethinin sembolü olmaktan çıkarılmış, fetih sembolik bir hale getirilmiştir. Dolayısıyla Ayasofya şu anda fethin sembolü konumunda değildir.

Hadise tekrar baktığımız zaman, sanki İstanbul’un ikinci bir fethine ima vardır. Birinci fetihte İstanbul’u fetheden kumandana dikkat çekilirken, ima edilen kısımda ise ikinci fethin askerlerce yapılacağı anlaşılabilir. Çünkü o komutanın askerlerinden başka mutlak olarak “o ordu ne güzel ordu / o asker ne güzel askerdir” denmektedir.''

Devamını okumak için tıklayınız:

İstanbul’un ikinci fethi

AA