Karar Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, “Dinin – Diyanet’in siyasallaşması insanların din ile ilişkisini yaralıyor” ifadelerini kullandı.
Karar Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, “Din hakkı için...” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Din – Toplum – Devlet ilişkilerinde Türkiye’nin dengeyi bir türlü bulamadığı söyleyen Taşgetiren, iktidarın dini siyasete alet etmesini eleştirerek, “Aslında “din istismarı”na en çok karşı çıkması gerekenler, siyasetçi, din adamı, ilahiyatçı, sade vatandaş… her ne ise, dindar insanlar olmalı. Çünkü istismarın dindarlıkla ilgisi yok. Bu Allaha karşı hile. Onun için bir insan, dini, siyaseti için, ticareti için, ya da başka bir çıkarı için kullandığına dair en küçük bir his taşıyorsa, hemen tövbe etmeli” dedi. Son günlerde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tartışmaların odağında olmasına da değinen Taşgetiren, “Meselâ oturup düşünülmüş müdür, din, siyaseten böylesine karmakarışık hale gelmiş bir toplum zemininde Diyaneti yönetme sorumluluğu verilmiş bir kadroya nasıl bir görev yükler? Bazen din adına sözü hep başkasına söyler duruma düşüyoruz, kendi konumumuzu sorgulamak aklımıza gelmiyor” ifadelerini kullandı.
Bütün birimler ‘şahsına’ bağlı
“Burada sayın Cumhurbaşkanı’na da bir şey söylemek isterim” diye sözlerine devam eden Taşgetiren, şunları söyledi: “Muhtemel ki mevcut statüyü devletin tüm birimlerinin şahsına bağlı olduğu tarzında değerlendiriyor. Yargıyı da Diyaneti de. Bu yaklaşım, Yargı’nın da, Diyanet’in de “siyasileşmesi” gibi bir görüntü ortaya çıkarıyor. Ne de olsa kendisi “partili cumhurbaşkanı”dır. Yargının siyasallaşması görüntüsü, insanların Yargıya güvenini sarsıyor, çok belli, Dinin – Diyanet’in siyasallaşması ise insanların din ile ilişkisini yaralıyor. Yargıyı bilmem ama en azından bunu istemezsiniz diye düşünüyorum. Din hakkı için, lütfen.”