Yeni Asya Gazetesi’nin kuruluşunun 50. Yılında, Bediüzzaman Said Nursî İzmir’de düzenlenen Hürriyet ve Adalet konulu bir konferansla anıldı.

Konferansa Balıkesir, Manisa, Aydın, Uşak, Afyon, Isparta, Burdur, Antalya, Denizli ile İzmir’in il ve ilçelerinden coşkulu bir izleyici kitlesi katıldı.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın tebrik mesajı gönderdiği konferansa, DP’nin İzmir Büyükşehir ve İzmir ilçelerinin Demokrat Parti Belediye Başkan adayları şeref konuğu oldular. 

Elli Yıldır Gürleyen Üstadın Sesi

Açış konuşmasını Yeni Asya Gazetesi İzmir Temsilcisi ve Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Şen’in yaptığı konferansa konuşmacı olarak Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz, Yazı İşleri Müdürü İbrahim Özdabak ve Prof. Dr. Ahmet Battal katıldı.

Programda Ömer Öçalan bir şiir okudu. Sunuculuğunu Talha Doğan’ın yaptığı konferans, Hüseyin Kiracı’nın okuduğu Kur’ân-ı Kerîm’le başladı.

“Bediüzzaman Said Nursî’nin 59. Vefat yılını ve tavizsiz istikrar çizgisinde 50. yılını idrak eden Yeni Asya Gazetesini anma toplantısına hepiniz hoş geldiniz” diyerek katılımcıları selâmlayan Hasan Şen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bediüzzaman Hazretleri üç devir yaşamış muhterem bir zat: Meşrûtiyet, İttihat ve Terakki ve Cumhuriyet. Bu üç devir büyük yıkılışlarla, çözülüşlerle dolu. Yıkılmayan kalmamış. Yalnız bir adam kalmış: Şark yaylalarından gelen bir adam. Herkesin ümitsizliğe düştüğü bir zaman, “Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbatı içinde en yüksek gür sâdâ İslâm’ın sâdâsı olacaktır” diyen bir zat! Bu zat, Bediüzzaman’dır.”  Konuşmasını şiirleriyle süsleyen Şen, “Her dem çağlayan bir ırmağın sesidir bu. Elli yıldır gürleyen Üstadın sesidir bu” diyerek dâvetlileri selâmladı ve sözü konuşmacılara bıraktı.

Demokrasinin önünü açalım

“Demokrat İzmir’in ve Demokrat Egenin inançlı ve Demokrat insanlarını selâmlıyorum” diyerek söze başlayan Kâzım Güleçyüz, Bediüzzaman’ın demokrasi, hürriyet ve hukukun üstünlüğü kavramlarını iman temelinde ve inanç referanslarımızla yorumladığını söyledi.

Onun talebeleriyle çok zor şartlarda ve ağır baskılar altında hem iman hizmetini, hem de hürriyet ve adalet mücadelesini iç içe yürüttüğünü vurgulayan Güleçyüz, “Türkiye tek parti istibdadından çok partili demokrasiye barışçı bir geçişi o hizmetlerin hazırladığı alt yapı ile başardı” dedi.

“Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” diyen Said Nursî’nin hayatı boyunca kimseden karşılıksız bir şey almadığını hatırlatarak Zübeyir Gündüzalp’in, “para veren emir de verir” sözünü aktaran Güleçyüz, bu hassasiyetin hakkın hatırını muhafaza için önemli olduğunu vurguladı.

Yeni Asya’nın yarım asırlık yayın hayatında bütün darbelere karşı çıkıp müsbet hareketle cesur ve kararlı bir mücadele verdiğini ve ağır bedeller ödediğini anlatan Güleçyüz, hâlâ aydınlatılamayan 15 Temmuz fitnesini de lânetlediklerini ifade ederken, 20 Temmuz OHAL sürecinde çok ciddî ve yaygın mağduriyetlere yol açan hukuksuz uygulamalardan örnekler verdi. Ve yargı üzerindeki yoğun baskıların kalkması gerektiğini söyledi.

12 Eylül ve 28 Şubat baskılarının camia olarak verdiğimiz hukuk ve demokrasi mücadelesiyle aşıldığını anlatan Güleçyüz, son süreçteki sıkıntıların da aynı kararlılıkla aşılacağını ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:

“Son dönemde maalesef seçimlerde hukuk ve demokrasi ihlâllerini onaylama aracı haline getirildi. 31 Mart’ta bu duruma artık son verip oylarımızla demokrasinin ve hukukun önünü açalım.”

Üstadımız, baharın müjdesini veriyor

Konuşmasını yapan Prof. Dr. Ahmet Battal, “Biz bahardan bahsediyoruz. Çünkü Üstadımız, Cennet-asa bir baharı müjdeliyor. Bir gün bir dinleyicim, ‘Allah hep bahar yaratmaz. Dört mevsimi birlikte yaşamak lâzım hocam’ dedi. Aklıma hemen mevsimleri ezberlemeye çalışan bir çocuğun saydığı gibi mevsimleri saymak geldi. Çocuğun nasıl saydığını biliyorsunuz değil mi: İlkbahar, yaz bahar, son bahar, kış bahar! Bize her mevsim bahardır. Sizler o masum çocuklarsınız. Bediüzzaman der ki: “Sivrisinek tantanasını kesse, bal arısı demdemesini bozsa sizin şevkiniz hiç bozulmasın. Zira kâinatı nağâmatıyla raksa getiren ve hakaikın esrarını ihtizaza getiren musıka-i İlâhiye hiç durmuyor. Güm güm eder. Ve bize daima şevk verir. Biz o şevkle buradayız.”

Konuşan Türkiye’yi tekrar yakalamak lazım

“Az da olsalar ihlâslı olanlar bu yolun kutlu yolcularıdır, hepsini alkışlıyoruz” diyen Battal, sözlerine şöyle devam etti:

“Adalet masumun hakkını korumaktır. Suçluya ceza vermek sonra gelir. Suçluya ceza vermek için dahi olsa masumun hakkını feda eden bir anlayış adalet olamaz. Adına mecburiyet diyelim, maslahat diyelim ne dersek diyelim, bu adalet olmaz. Allah Teâlâ bizden bu dünyada önce masumun hakkını korumamızı istiyor. Suçluya mutlaka ceza vermemizi istemiyor. Çünkü suçlunun cezasını ben ahiret yurdunda vereceğim diyor. Siz bu dünyada masuma ceza verip zalim olmayın diyor. Suçluya ceza veriyorum derken masuma zulmetmeyin diyor. Bediüzzaman buna adalet-i mahza adını vermiş. ‘Ey oğul! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü bir adalet sözü değildir. Devletin bekası uğruna zulüm yapılmamalı. İnsan mı devlet için araçtır, yoksa devlet mi insan için araçtır? Adalet Kur’ân’ın dört esasından birisidir, diyor Bediüzzaman. Güç sahiplerinin elinden adalet eksilirse o toplumun başına her türlü felâket gelir. Onun için herkes için adalet istiyoruz. Masumlara zulüm devam ediyorsa insanlar dinden soğuyacaklar. Konuşan Türkiye’yi tekrar yakalamak lâzım. 15 Temmuz bahane edilerek yapılan 20 Temmuz KHK Darbesiyle bu korkutma ve sindirme operasyonunun geri dönüşü için siyasetin önü açılmalıdır.” 

Bir demokrat asla kemalist olmaz

Battal, “Demokrat hiçbir ideolojiye taraftar olamaz. Bir demokrat asla Kemalist olamaz. Demokrat her ideolojiye kendini kapatır. Hürriyetçidir. Hiçbir Demokrat Avrupa Birliğine karşı olamaz. Gerçek Demokratlar bu badirenin önünü açacak kadrolardır” diyerek sözlerini bitirdi.

Ardından Hasan Şen’in kaleme aldığı “Ferid Makamında Üstadım Benim” adlı şiiri okuyan Ömer Öçalan, dinleyicilere duygulu anlar yaşattı.  

Müsbet hareketle dünyaya örnek oldular

Programın son konuşmacısı Yeni Asya Gazetesi Yazı İşleri Müdürü İbrahim Özdabak’tı. Özdabak konuşmasına Yeni Zelanda’da canice bir terörle şehit edilen elli Müslüman’ı rahmetle anarak başladı.

Özdabak, “Yeni Zelanda başbakanının ve halkının dünyaya örnek olan sevgi, şefkat, merhamet ve müsbet hareket yaklaşımını takdir ediyoruz. Bir ölürüz, bin doğarız. Yeni Zelanda’da bin kişi Müslüman olmuştur” dedi.

Elli yıldır yazılan bir destan olarak Yeni Asya Gazetesi’ni anarak sunumuna başlayan Özdabak, Yeni Asya’nın kalem silâhıyla elli yıldır hakkı savunduğunu çizgileriyle anlattı.

Özdabak çizgileriyle Yeni Asya’nın kurucusu olan Zübeyir Gündüzalp’i, Mustafa Nezihi Polat’ı, çizgide ustam dediği Vehip Sinan’ı rahmetle andı.

Özdabak’ın çizgileriyle desteklediği Risale-i Nur ve Yeni Asya sunumu ilgiyle izlendi.  İki saati aşkın bir süre içinde ilgiyle takip edilen program, konuşmacılara hediye takdimiyle sona erdi.

Programın sonunda Güleçyüz kitaplarını imzaladı. 

İzmir - Yeni Asya