"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fevkalâde bir âlim

Halil ELİTOK
10 Şubat 2022, Perşembe
Her ilim sahibi kendi penceresinden Bediüzzaman’ı değerlendirmiştir. Bu değerlendirmeler içinde hepsi ayrı bir dikkate değerdir. Benim en çok dikkatimi çeken bir hususu sizlere arz edeceğim.

Büyük Allâme Şeyhü’l-İslâm Mustafa Sabri Efendi’nin: “İslâm, bugün öyle mücahitler ister ki, dünyasını değil, ahiretini dahi fedâ etmeye hazır olacak” 1 sözünü gerçekleştiren bir hayata sahip olan Bediüzzaman’ın sahip olduğu sıfatlarından bahsetmek istiyorum.

Said Nursî, bazen Bediüzzaman; bazen İbnüzzaman ve Garibüzzaman gibi sıfatlarla anılmaktadır. Bizzat Bediüzzaman’a tevcih edilen bir sualde: “Sen imzanı bazen “Bediüzzaman” yazıyorsun. Lâkap medih imâ eder.”

Cevap: Medih için değildir. Kusurlarımı, sened-i özrümü, mazeretimi bu ünvan ile ibraz ediyorum. Zira bedi, garip demektir. Benim ahlâkım, suretim gibi ve üslûb-u beyanım, elbisem gibi gariptir, muhaliftir. Görenekle revaçta olan muhakemat ve esalibi, benim üslûp ve muhakematımla mikyas ve mihenk itibar yapmamayı bu ünvanın lisan-ı haliyle rica ediyorum. Hem de muradım, “bedî,” âcip demektir. 2

Gönenli Mehmed (Öğütçü) Efendinin Bediüzzaman hakkında bazı görüşleri şöyledir: “Üstad baştan aşağıya fevkalâde bir insandı. Baştan aşağı mükemmel, mine’l-bâb ilel-mihrâb… Hareketleri, kıyafeti, garib ve misilsizdi. 

Eskiden beri bu zata fevkalâde hürmetim vardı. Eserlerini okuyor, vecizelerini ezberlemeye çalışıyordum. Gittikçe iştiyakım artıyordu. Tanıdıklara devamlı olarak soruyordum…

“Bizim eskiden edebiyat ve Arapça hocamız İhsan Bey vardı. O zata ‘Nasıl bir zattır?’ diye Üstadı sormuştum. ‘Vallahi kardeşim, benim anlayabildiğim kadarıyla bu zat İbnü’l-vakittir’ dedi. Allah şefaatine nail eylesin. Hayatımın kıymetli yâdigârı olarak saklıyorum onunla görüşebildiğim zamanları…

Şahin Yılmaz Hocaefendi, merhum Gönenli Mehmed Efendi ile alâkalı şu anısını anlattılar: “Bir zaman, Allah rahmet eylesin Taceddin Durmuş Hocayla Sultanahmet Camii’ne gitmiştik. Gönenli Mehmed Efendi oranın imamı idi. Kendisine Üstadı sordum. Şöyle cevap verdi; “Hayatta en makbul amelimi bu zatı tanımak biliyorum.”

Alvarlı Efe Muhammed Lütfi Efendinin değerlendirmesi şöyle: Bediüzzaman’ın talebelerinden Salih Özcan anlatıyor: 

“Erzurum’a gidiş tarihimi kat’i hatırlamıyorum. Üstad Emirdağ’da idi. Yanına gittim. Erzurum’a gideceğimi söyledim. O da; “Mehmed Alvarlı’ya benden selâm söyleyin. Bana duâ etsin. Ben onu duâma aldım, duâ ediyorum” dedi.

Yanımda askerlik yapan Mehmed diye bir erimle Kasımpaşa Camii’nin Müezzini Hafız Mehmed ile birlikte gittik. Beni tanıttılar. Kulağı ağır duyuyordu. Kulağına eğilerek, “Üstadın selâmı var, bana duâ etsin diyor” dedim. Efe Hazretleri yaşlı ve hasta olmasına rağmen birdenbire doğruldu; “Bediüzzaman bizim medar-i iftiharımızdır. Biz onun duâcısıyız. O da bize duâ etsin” dedi. Bunu gelip Üstad’a anlatmıştım. O da memnuniyetini izhar etmişti.

Dipnotlar:

1- Nursî, Said; Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1994, s. 14.

2- Hutbe-i Şamiye s. 107. 

Okunma Sayısı: 1505
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı